Osmanlı denizciliğinin en önemli şahsiyetlerinden olan Barbaros kardeşler, XVI. yüzyılda Akdeniz’de Osmanlı hâkimiyetini pekiştiren ve denizcilik tarihine adlarını altın harflerle yazdıran denizcilerin başında gelmişlerdir.
Barbaros kardeşler, Midilli Adası’nda doğmuşlardır ve asıl adları da Hızır (Barbaros Hayreddin), Oruç, İshak ve İlyas’tır. Babaları, Vardar Yenicesi’nden gelip Midilli’ye yerleşmiş bir sipahi olan Yakup Ağa’dır. Genç yaşlardan itibaren deniz ticaretiyle uğraşan kardeşler, zamanla korsanlık faaliyetlerine yönelerek Akdeniz’de ün kazanmışlardır.
Kardeşlerden Oruç ve Hızır Reisler Akdeniz’de öne çıkan ve üstün başarılara imza atan faaliyetlerde bulunmuşlardır. Oruç Reis, denizcilik hayatına Cezayir ve Tunus kıyılarında başlamıştır. Kuzey Afrika’da önemli üsler kurarak Osmanlı Devleti’nin desteğini kazanmış ve 1516 yılında Cezayir’i ele geçirerek burada Osmanlı adına yönetimi üstlenmiştir. Ancak 1518 yılında İspanyollarla yaptığı bir savaşta hayatını kaybetmiştir. Kardeşinin ölümünden sonra Hızır Reis, Osmanlı himayesine girerek Sultan I. Selim’den destek almıştır. Osmanlı Devleti, Hızır Reis’i Cezayir Beylerbeyi olarak atamış ve ona “Hayreddin” ünvanını vermiştir. Batı kaynaklarında ise kızıl sakallarından dolayı “Barbarossa” olarak anılmıştır.
Barbaros Hayreddin Paşa, Osmanlı Devleti’nin deniz gücünü artırmak için önemli adımlar atmıştır. Kanuni Sultan Süleyman döneminde Osmanlı donanmasını güçlendirmiş ve 1538 yılında Haçlı Donanması ile yapılan Preveze Deniz Savaşı’nda büyük bir zafer kazanmıştır. Bu zafer, Osmanlı’nın Akdeniz’de üstünlüğünü ilan etmesini sağlamıştır.
Barbaros Hayreddin Paşa, Osmanlı denizcilik tarihinde eşsiz bir yere sahip olmuş ve 1546 yılında vefat etmiştir. Naşı İstanbul’da kendi adını taşıyan türbeye defnedilmiş ve Osmanlı donanması her sefer öncesi onun türbesi önünde aziz ruhunu selamlayan top atışı yapmıştır. Bıraktığı denizcilik geleneği, Osmanlı donanmasının yüzyıllar boyunca süren başarısının temelini oluşturmuştur.
Barbaros kardeşler, Osmanlı Devleti’nin denizlerdeki hâkimiyetini pekiştiren önemli denizciler olarak tarih sahnesinde yerlerini almışlardır. Cesaretleri, stratejik zekâları ve denizcilik yetenekleri sayesinde Osmanlı donanmasını dünyanın en güçlü deniz kuvvetlerinden biri haline getirmişlerdir. Onların mirası, bugün dahi Türk denizciliğinin temel taşlarından biri olarak kabul edilmektedir.