TÜRK ANLAYIŞINDA ALP’LİK

Turk DEGS
Yazan: Turk DEGS 3 Dk. Okuma
3 Dk. Okuma

Türk milletinin en önemli karakteristik özelliklerinden biri de kahramanlık anlayışlarıdır. “Alp” kelime olarak Kaşgarlı Mahmut’un eseri Divan- Lugat-it Türk’te “yiğit” karşılığı olarak kullanılmıştır. Kaşgarlı bu hususta şu atasözü ve şiiri de kaydetmiştir: “Yiğit düşman karşısında, yumuşak huylu adam savaşta belli olur”. Yine eski Türk kahramanı Alp Er Tunga veya Farslıların deyişi ile Afrasyab’ın kahramanlığı için de:

Alp Er Tonga öldü mü?

Kökü dünya kaldı mı?

Felek öcünü aldı mı?

Şimdi yürek yırtılır demektedir.

İnsana eski Türkçe “alp” dendiğini belirten İ. Kafesoğlu, Türkçe’de Er’in “erkek, cesur” anlamına geldiğini buna karşılık Alp’in “yiğit insan” demek olduğunu söylemektedir. Yine ona göre eski Türk kültüründe alp tipi ideal insan tipidir.

Ordu-millet olarak tarihe geçen Türk toplumunun maneviyatını besleyen en önemli duygulardan biri de vatan ve bağımsızlık için verilen mücadelenin kahramanlık olarak kabul edilmesidir ki bu anlayışı ifade eden sözcükler arasında Alpagut, Kaytargan, Yagıladaçı’ı görüyoruz. Alpagut: Tek başına düşmana saldıran hiçbir yandan yakalanmayan yiğit anlamında iken Kaytargan: düşmanı kaçıran yiğit, Yagıladaçı ise savaşçı, İslâmiyet’in kabulünden sonra ise “mücahit, gazi” anlamlarını taşımıştır. Yine Türkler savaştan önce atın kuyruğunu bağlamışlar ve bunu kahramanlık ve yiğitlik nişanesi olarak görmüşlerdir.  Nitekim savaşlarda gösterilen cesaret ve kahramanlığa çok kıymet verdikleri, Türk tarihinin en eski kaynakları olan başta Çin yıllıkları olmak üzere bütün kaynaklarda açıkça kendini göstermektedir. Örneğin Çin yıllıkları “savaş sırasında eğer bir asker düşmanı öldürürse komutan ona kocaman bir bardakta içki verir. Toplanan ganimetlerde her askere dağıtılır. Esir edilen düşmanlar, eve götürülüp hizmetçi yapılır” diye kaydetmişlerdir.

Atasözlerine de Alp’lik anlayışı yansımıştır ki bunlardan biri de şu şekildedir: “Yiğidin değeri korku zamanında, suyun değeri derinliğinde belli olur”.

Türklerdeki alp anlayışını en iyi şekilde Prof. Dr. M. Kaplan ifade etmiştir. Onun Alp’in yetiştirilmesi hususundaki yorumları şu şekildedir:

“Babanın hayatı her an tehlikeye mâruz bulunduğu için, yetişen oğlunun da babası gibi bir kahraman olması istenir. Bundan dolayı çocuk küçük yaştan itibaren Alp idealine göre yetiştirilir. Çarpışmalarda yiğit tek başına kalabilirdi. Bundan dolayı onun yalnız kendisine güvenmesi lâzımdı. Değerli olan kahramanın kendi kuvveti ile düşmanını yenebilmesidir. Yaşadığı hayat icabı vücud kuvvetine ve kendine inanan kahraman gözle görünmezse, tabiatüstü kuvvetlere inanmaz. Dinî medeniyetlerde maddî kuvvetin yerini manevî kuvvet, ferdî irâdenin yerini ilâhi irâde, Alp’ın yerini Velî alır. İslâmiyet’in tesiri arttıktan sonra Türk edebiyatında Alp tipinin yerini Velî almış ve bu iki tip birbiriyle mecz olunmuştur”.

Destanlarımızda ise; mücadele içinde yaşayan bir toplulukta “baş kesmek, kan dökmek” yüksek bir değer haline getirilmiş, görev verilirken kahramanlıklara göre verilmiş ve bir çocuk kuvvet ve yeteneğini herhangi bir hareket ile kanıtlamadan isim alamamıştır. Yine Alpler yani kahramanlarda bağışlayıcılık yani merhamet bir fazilet olarak görülmüştür. Kısaca Alp, cesur, ağırbaşlı, merhametli, zayıfları koruyan, öğünmeyi sevmeyen insan olarak görülmüştür ki bu, bugünkü milletlerin kahraman tipini ifade etmektedir.

Bu Yazıyı Paylaş
Bir yorum bırakın

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir