Putin, Rusya Genelkurmay Başkanı Valery Gerasimov’un Kursk bölgesindeki Ukrayna birliklerinin artık kuşatıldığını söylediği raporunu dinledi.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Ukrayna güçlerinin bölgedeki bazı toprakları ele geçirmesinden bu yana ilk kez Rusya’nın batısındaki Kursk bölgesini ziyaret etti.
Rus devlet televizyonunda bir askeri üniforma ile görüntülenen Putin, Kursk bölgesinde Rus birlikleri tarafından kullanılan bir askeri merkezi ziyaret etti.
Putin, Rusya’nın üst düzey askeri yetkililerine hitaben yaptığı konuşmada, “Gerçekten de mümkün olan en kısa sürede Kursk bölgesine yerleşmiş olan ve hala burada askeri eylemlerini yürüten düşmanı nihai olarak yeneceğiz” dedi.
Putin, Rusya Genelkurmay Başkanı Valery Gerasimov’un Kursk bölgesindeki Ukrayna birliklerinin artık kuşatıldığını söylediği raporunu dinledi.
Gerasimov, “Sistematik imha süreci devam ediyor” dedi.
Haber ajanslarının bildirdiğine göre Putin, Rus güçlerinin en kısa zamanda bölgeyi Ukrayna birliklerinden tamamen kurtarması gerektiğini söyledi.
Putin, Rusya’nın Kursk Bölgesi’nde savaş esiri olarak yakalanan Ukraynalı askerlere terörist muamelesi yapması gerektiğini söyledi.
“Kursk bölgesinde bulunan, burada sivillere karşı suç işleyen, silahlı kuvvetlerimize, kolluk kuvvetlerimize ve özel servislerimize karşı çıkan kişiler … kesinlikle terörist muamelesi yapmamız gereken kişilerdir” diyen Putin, Rusya’nın Cenevre Sözleşmelerini Ukrayna tarafında savaşan yabancılara genişletme niyetinde olmadığını da sözlerine ekledi.
ABD’li savunma yetkilisi, ABD Merkez Kuvvetler Komutanı General Michael Kurilla’nın PKK/SDG’yi anlaşmaya itmeye yardımcı olduğunu söyledi.
Altı farklı kaynak, ABD’nin Suriyeli Kürt müttefiklerini Şam’daki geçici hükümetle Pazartesi günü önemli bir anlaşmaya varmaları için teşvik ettiğini ve bu anlaşmanın Suriye’de konuşlu ABD güçlerinin geleceğinin belirsiz olduğu bir dönemde Suriye’nin kuzeyinde daha fazla çatışma çıkmasını engelleyebileceğini söyledi.
Anlaşma, 14 yıllık savaşın parçaladığı ülkeyi yeniden bir araya getirmeyi amaçlıyor ve Suriye’nin dörtte birini elinde tutan PKK’nın Suriye kolu olan YPG güçlerinin bölgesel Kürt yönetim organlarıyla birlikte Şam’la birleşmesinin önünü açıyor.
Ancak bunun nasıl gerçekleşeceğine dair temel ayrıntılar henüz netleşmiş değil.
Üç kaynağa göre YPG’nin liderliğindeki Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) lideri Mazlum Abdi, Pazartesi günü Suriye Devlet Başkanı Ahmed Şara ile imzalanacak anlaşma için Şam’a bir ABD askeri uçağıyla gitti.
ABD’li yetkililerden oluşan diğer üç kaynak ise ABD’nin SDG’yi, Beşar Esed’in Aralık ayında devrilmesinin ardından başlayan ve Reuters’in Ocak ayında haberleştirdiği çok yönlü görüşmelerin odak noktası olan yeni Suriye’deki statüsünü çözecek bir anlaşmaya doğru ilerlemeye teşvik ettiğini söyledi.
Üst düzey bir bölgesel istihbarat kaynağı “ABD anlaşmada çok önemli bir rol oynadı” dedi.
Anlaşma her iki tarafın da baskı altında olduğu bir döneme denk geldi.
Aralarında Suriye hükümetine yakın bir ismin de bulunduğu dört kaynak, ülkenin kıyı bölgelerinde son yaşanan olayların anlaşmayı zora soktuğunu söyledi.
Öte yandan Türkiye anlaşmayı memnuniyetle karşıladı.
Suriye hükümetinden bir yetkili, Suriye yönetiminin SDG ile Türkiye arasında devam eden sorunları ele almak için çalışacağını söyledi.
Derin bağlar
Washington on yıl önce IŞİD’e karşı savaşmak üzere Suriye’ye asker gönderdiğinden bu yana Suriye’deki Kürt gruplarla derin bağlar geliştirdi ve Türkiye’nin itirazlarına rağmen YPG’nin başını çektiği gruplarla askeri ittifaklar kurdu.
ABD askerlerinin konuşlandırılması konusu Başkan Donald Trump’ın iktidara gelmesinden bu yana yeniden gündeme geldi.
Reuters’a konuşan ABD’li yetkililer, Suriye’ye ilişkin herhangi bir politika kararı öncesinde Pentagon’un olası bir geri çekilme için planlar geliştirmeye başladığını söyledi.
Yine de ABD’li bir savunma yetkilisi Salı günü Reuters’a yaptığı açıklamada çekilmenin yakın olduğuna dair bir işaret olmadığını söyledi.
ABD’li savunma yetkilisi, ABD Merkez Kuvvetler Komutanı General Michael Kurilla’nın SDG’yi anlaşmaya itmeye yardımcı olduğunu söyledi.
ABD’li savunma yetkilisi, ABD yönetiminin SDG’nin Türkiye ve yeni Suriye hükümetinin baskısıyla karşı karşıya kalması halinde uzun vadede topraklarında tutunamayacağını düşündüğünü belirtti.
“ABD Suriye’den kaos ve geri tepme olmadan çekilmenin yollarını arıyor. Bunu yapmanın en iyi yolu da Suriyeli gruplar arasında bir anlaşma sağlamak” diyor ABD merkezli düşünce kuruluşu Century International’dan Aron Lund. Ve ekliyor:
“Müzakere edilmiş bir devir teslim ABD için mantıklı. YPG liderliğindeki güçler ile Şam’daki yeni hükümet arasında çatışmayı önlemek ve sınır ötesinde bir Türkiye saldırısını engellemek için Washington’un en iyi seçeneği bu”
Şeytan ayrıntıda gizlidir
ABD ordusu, görüşmeleri teşvik etmede herhangi bir rolü olup olmadığı ya da Mazlum Abdi’nin Şam’a ulaşması için ulaşım sağlayıp sağlamadığı da dahil olmak üzere anlaşmanın tüm yönleri hakkında yorum yapmayı reddetti.
ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio Salı günü yaptığı açıklamada Washington’un anlaşmayı memnuniyetle karşıladığını söyledi.
Eski bir Türk diplomat ve Suriye uzmanı olan Erdem Ozan, anlaşmanın her iki tarafın da yararına olduğunu söyledi. Ozan, “Şara, kıyı bölgesindeki son huzursuzlukların ardından siyasi bir nefes alma alanı kazanıyor ve SDG, ABD’nin Suriye politikasının belirsizliğini koruduğu bir dönemde Türkiye ile doğrudan bir çatışmadan kaçınıyor” dedi.
Anlaşmada SDG’nin Suriye Silahlı Kuvvetleriyle nasıl birleştirileceği belirtilmiyor. SDG daha önce güçlerinin bir blok olarak katılması gerektiğini söylemişti. Şam ise bireysel olarak katılmalarını istiyor.
Suriye hükümet yetkilisi, komitelerin sınırların kontrolü de dahil olmak üzere ayrıntıları ele almak için çalışacağını söyledi.
Ozan, “Şu anda bir kazan-kazan gibi görünse de, asıl sınama uygulamada olacak” dedi.
SDG lideri Mazlum Abdi anlaşmayı “yeni bir Suriye inşa etmek için gerçek bir fırsat” olarak nitelendirdi.
Anlaşma, hapisteki PKK lideri Abdullah Öcalan’ın PKK’ya yaptığı silahsızlanma çağrısının ardından Kürtler için potansiyel olarak tarihi bir anda yapıldı. Öcalan’ın çağrısından büyük ölçüde etkilenmiş olsa da SDG bunun kendileri için geçerli olmadığını söyledi.
Washington Yakın Doğu Politikaları Enstitüsü’nde kıdemli araştırmacı olan Aaron Zelin, Washington’un IŞİD’le mücadelenin sorunsuz bir şekilde devam etmesini ve Şam’ın eninde sonunda IŞİD’le mücadele sorumluluğunu üstlenmesini istediğini söyledi.
Zelin, “Bu aynı zamanda ülkeyi birleştirmeye yardımcı olur ki bu da ABD’nin işine gelir çünkü ABD iç iktidar kavgaları değil istikrar istiyor” dedi.
İran Dışişleri Bakanlığı sözcüsü yaptığı açıklamada, ABD Başkanı Donald Trump’ın İran lideri Ali Hamaney’e gönderdiği mektubun Çarşamba günü Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) başkanının üst düzey bir danışmanı tarafından teslim edileceğini söyledi.
BAE-TRUMP-İRAN HATTI
Trump Perşembe günü yaptığı açıklamada bir gün önce Hamaney’e bir mektup gönderdiğini ve iki ülke arasında yeni bir nükleer anlaşma için doğrudan müzakereler yapılmasını önerdiğini açıklamıştı.
İran ise birkaç gündür böyle bir mektubun kendilerine ulaşmadığını söylüyordu.
Konuyla ilgili bilgi sahibi bir kaynağa göre Trump’ın Ortadoğu temsilcisi Steve Witkoff Salı günü Abu Dabi’yi ziyaret etti ve BAE Devlet Başkanı Muhammed Bin Zayid ile görüştü.
Kaynak Witkoff’un mektubu İranlılara ulaştırmaları için BAE’ye verdiğini söyledi.
İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü İsmail Bekayi, BAE diplomatik danışmanı Enver Gargaş’ın bugün öğleden sonra İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi ile görüşeceğini dile getirdi.
Gargaş’ın, Trump’ın Hamaney’e gönderdiği mektubu Arakçi’ye vermesi bekleniyor.
İSRAİL’DEN SURİYE’YE TEHDİT
İsrail Savunma Bakanı Israel Katz, işgal altındaki Suriye toprağı Cebelu’ş Şeyh’i (Hermon Dağı) ziyaret etti.
Katz burada Suriye’deki son durumla ilgili açıklamalarda bulundu.
Katz, beraberindeki askeri yetkililerle yaptığı açıklamada, süresiz olarak Suriye topraklarında kalmaya devam edeceklerini belirtti ve amaçlarının Golan Tepeleri’ndeki İsrail yerleşimlerini korumak olduğunu savundu.
Katz ayrıca Suriye Devlet Başkanı Ahmed Şara’yı da tehdit ederek şunları söyledi:
“Cevlani her sabah Şam’daki başkanlık sarayında gözlerini açtığında İsrail ordusunun Hermon’un zirvesinden kendisini izlediğini görecektir. Golan ve Celile sakinlerini onun ve cihatçı dostlarının tehditlerine karşı korumak için burada ve güney Suriye’nin tüm güvenlik bölgesinde olduğumuzu hatırlayacaktır.
İsrail ordusu Suriye’de sınırsız bir süre kalmaya hazırdır. Hermon’daki güvenlik bölgesini elimizde tutacağız ve Suriye’nin güneyindeki tüm güvenlik bölgesinin silahlardan ve tehditlerden arındırıldığından emin olacağız.”
UKRAYNA ORDUSU KURSK’TAN ÇEKİLİYOR
Ukrayna ordusu Rusya’nın Kursk bölgesindeki mevzilerini tamamen kaybetme noktasına geldi.
Ukrayna birlikleri geçtiğimiz yıl 6 Ağustos’ta sınırı geçip Rusya içinde bazı bölgeleri ele geçirmişti. Ancak yedi aydan uzun bir süre boyunca giderek küçülen bir alana tutunan Ukrayna’nın durumu geçtiğimiz hafta içinde ağırlaştı.
ABD’nin Ukrayna’ya desteğini ve istihbarat paylaşımını kesmesinin ardından bölgede durumun Ukrayna açısından ağırlaştığı ifade edildi.
Rusya Savunma Bakanlığı Çarşamba günü bölgede beş köyün daha ele geçirildiğini bildirdi ve Kremlin sözcüsü Dmitry Peskov “dinamiklerin iyi olduğunu” söyledi.