TÜRKLERİN ASKERÎ STRATEJİSİ: TURAN TAKTİĞİ

Turk DEGS
Yazan: Turk DEGS 3 Dk. Okuma
3 Dk. Okuma

Birçok noktada dünyayı etkileyen Türkler, askerî anlamda da dünya tarihine savaş stratejileri ile damga vurmuşlardır. Savaşlarda zaferler kazanmalarının en büyük etkilerinden biri askerî strateji olarak kullandıkları, adını Türk yurdundan alan “Turan Taktiği”dir. Kurdun avına saldırması ve pusuya düşürmesi ile özdeşleştirilen bu savaş stratejisi, hilal taktiği, kurt kapanı gibi farklı şekillerde adlandırılmış, Türkistan’dan Tuna’ya Türkler tarafından başarılı bir şekilde uygulanmıştır.

Büyük oranda oklu süvari birliklerinden oluşan Türk askerî birlikleri, atı ehilleştirmeleri sayesinde savaş alanında sürate de sahip olmuşlardır. Elde ettikleri sürat ile oku muntazam bir şekilde kullanmaları, onların kitleler halinde ve ağır hareket eden düşman ordusu karşısında üstün olmalarını sağlamıştır. Türklerin savaşçılık özelliklerinin en büyük etkilerinden biri bozkır coğrafyasıdır. Zira bu coğrafya sınırı olmayan göz alabildiğine geniş düzlüklere sahip, her an düşman/hayvan saldırısına ya da yağmaya maruz kalabilecekleri ortama sahiptir. Bu ortam Türklerin her an her saldırıya hazır, atak ve hareketli olmalarına sebebiyet vermiştir. Türklerin savaş alanında ilk adımı düşmanda şaşkınlık yaratan “baskın” olarak nitelendirilebilecek saldırılar olmuştur. Bu durum ile onlar savaşta en kısa sürede netice almak istemişlerdir. Düşman ile uzun süre savaşmak durumunda kaldıklarında ise savaş stratejisi, emirler, savaş ortamının durumu doğrultusunda Türk ordusu bir araya gelmiş, ayrılmış ve tam hareket serbestliği içinde davranmışlardır. Hilal taktiğinin uygulanması sırasında demir disiplin denilen disiplinli Türk askerî birlikleri, zafere ulaşma noktasında oldukça etkili olmuşlardır. Türklerin kendi askerî teşkilatlarında oldukça düzenli olan savaş taktikleri, bu taktiğe yabancı ya da anlayamayanlar için oldukça telaşlı, dağınık ve nizamsız olarak adlandırılmıştır.

Turan taktiği ya da kurt kapanının temelinde sahte ri’cat ile pusu yer almıştır. Türkler ordusunu gerekli hallerde birbirinden ayrı hareket edebilecek şekilde üç kısma ayırmışlardır. Birbirinden ayrı hareket edebilen bu parçalardan biri düşman ordusu üzerine ilk saldırıyı yaparak sanki düşmandan korkuyormuş gibi geri çekilmişlerdir. Düşman ordusu çoğunlukla bu adımı kaçış olarak değerlendirmiş Türk askerlerini takip etmeye başlamışlardır. Bu durum düşman ordusunun birliklerinin bozulmasına sebep olmuştur. Turan taktiğinin bir aşaması olan pusunun gerçekleştirilebilmesi için Türk ordusunun bir diğer kısmı geri çekilen kısmın etrafında çember oluşturmuştur. Düşman istenilen yere getirildiğinde ise tamamen çember içine alınmış ve askerî stratejinin son aşaması olan imha etme adımı uygulanmıştır. Savaşın daha zor ya da düşman ordusunun sayıca fazla olması durumunda kurt kapanı öncesi sık sık yıpratma akınları, ani saldırılar gerçekleştirmişlerdir.

İskitlerden Avrupa Hunlarına, Türklerin savaş sahasında muntazam bir şekilde uygulamış oldukları “Turan Taktiği” 1071 Malazgirt Savaşı, 1396 Niğbolu Savaşı, 1526 Mohaç Meydan Muharebesi, 1922 Büyük Taarruz gibi savaşlarda uygulanmıştır. Türk kültürünün ve devlet teşkilatının sürekliliği gibi savaş stratejisi olarak “Turan Taktiği”nin kullanılması Türk askerî geleneğinin devamlılığını göstermesi bakımında önemlidir.

Bu Yazıyı Paylaş
Bir yorum bırakın

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir