DOĞUDAN BATIYA ŞUŞA’DAN ANKARA’YA TÜRKÇÜ BİR ENTELEKTÜEL: AHMET AĞAOĞLU

Turk DEGS
Yazan: Turk DEGS
5 Dk. Okuma
5 Dk. Okuma

Türkçülük akımının öncülerinden Ahmet Ağaoğlu, Osmanlı’nın son döneminden Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk yıllarına uzanan süreçte Azerbaycan ve Türkiye’de siyaset, düşünce ve kültür alanlarında derin izler bırakan önemli bir aydın, hukukçu ve siyasetçidir. 1869’da Azerbaycan’ın Şuşa şehrinde doğan Ağaoğlu, ilk ve ortaokul eğitimini Şuşa’da, lise eğitimini Tiflis’te tamamladıktan sonra, 1889’da Paris Sorbonne Üniversitesi’nde tarih, hukuk ve filoloji eğitimi almıştır. Burada Fransız aydınlanmasının liberal, laik ve hümanist düşünceleriyle tanışmış, Batı uygarlığının üstünlüğü perspektifinden Doğu toplumlarının geri kalmışlık nedenlerini sorgulamış, Doğu ile Batı arasında entelektüel bir köprü kurmuştur. Düşünceleri İslamcılıktan Türkçülüğe sonrasında ise Batıcılığa uzanan zengin bir evrim göstermiştir. Yaşamı, Osmanlı’dan Cumhuriyet’e geçiş sürecinin, modernleşme arayışlarının ve milliyetçilik akımlarının Türkiye ve Azerbaycan’daki tezahürüdür.

Azerbaycan Dönemi

Eğitimini tamamlayıp Azerbaycan’a dönen Ağaoğlu, öğretmenlik yaparken Kaspi ve İrşad gazetelerinde Azerbaycan Türklerinin millî haklarını savunmuştur. Gaspıralı İsmail’in eğitim hareketini desteklemiş ve Rus baskısına karşı Müslümanların direnişini örgütlemeye çalışmıştır. Difâi adlı savunma örgütüne katılarak Azerbaycan Türklerini koruma amacı gütmüştür. Rus yönetiminin baskıları sonucu 1909’da Osmanlı topraklarına sığınmıştır.

İstanbul ve Türkçülüğe Geçiş

İstanbul’a geldikten sonra 1909’dan itibaren dönemin önemli dergilerinde yazılar kaleme almıştır. Başlangıçta İslamcı bir perspektife sahipken, Osmanlı’nın çok etnisiteli yapısının sorunlarıyla yüzleşince, İslamcılıktan Türk milliyetçiliğine evrilmiştir. Ona göre, Osmanlı’nın çok uluslu yapısında sadece din birliği, toplumsal birliği sağlamada yetersiz kalmaktadır; Türk milletinin tarih, dil ve kültür birliği temelinde güçlü bir milliyetçilik anlayışına ihtiyaç vardır. Bu evrim, dinle kopuş anlamına gelmemiş; İslam’ın sosyal hayattaki önemini koruyarak laik devlet yapısını savunmuştur.

Türkçülükte Rolü

1912’de Türk milliyetçiliğinin önemli kurumlarından biri olan Türk Ocağı’nın kurucuları arasında yer almış ve Türk Yurdu dergisinde Türkçülük fikrini yaymak için yazılar yazmıştır. 1914’te Afyonkarahisar milletvekili seçilmiş, 1915’te İttihat ve Terakki Partisi genel merkez üyesi olmuş, Türkçülüğün resmi politika haline gelmesine katkı sağlamıştır. Dârülfünûn’da Türk tarihi dersleri vermeye başlamış, Türk Medeniyet Tarihi Kürsüsü başkanı olmuş, Ziya Gökalp ile iş birliği içinde Türk milliyetçiliğini kurumsallaştırmaya çalışmıştır. Ağaoğlu, milliyetçiliğin özgürlükçü, demokratik ve birey haklarına saygılı olması gerektiğini savunmuştur.

Malta Sürgünü ve Millî Mücadele

I. Dünya Savaşı sonrasında gazetelerdeki yazıları sebebiyle İngilizler tarafından ‘’ Ermenilere zorbalık ve asayişi bozmak’’ suçlamasıyla Malta’ya sürgün edilmiş, burada da haksızlıklara karşı direnmiştir. 1921’de Türkiye’ye dönerek Millî Mücadele’ye destek vermiş ve Cumhuriyet’in kuruluş çalışmalarında etkin rol oynamıştır.

Cumhuriyet Dönemi ve Batıcılık

Ahmet Ağaoğlu, Matbuat Genel Müdürlüğü, Ankara Hukuk Mektebi’nde anayasa hukuku öğretim üyeliği ve Kars milletvekilliği gibi çeşitli görevlerde bulunmuştur. 1930’da Atatürk’ün desteğiyle Serbest Cumhuriyet Fırkası’nın kuruluşunda aktif rol almış ve çok partili demokratik sistemi savunmuştur. Bu dönemde Batı medeniyetinin hukuk, eğitim ve sosyal kurumlarının tüm yönleriyle benimsenmesi gerektiğini savunarak, Malta’dayken yazmış olduğu “Üç Medeniyet” adlı eserinde belirttiği doğrultuda medeniyetin parçalarından seçme yapılmasının mümkün olmadığını vurgulamıştır.

Fikir Dünyası

Ağaoğlu’nun düşünce hayatı üç temel dönemde şekillenmiştir. Rusya döneminde İslamcılık ve milliyetçilik iç içe geçerken, İstanbul döneminde daha seküler ve kültürel temelli Türk milliyetçiliğine yönelmiştir. Osmanlı’nın çok uluslu yapısının sorunlarını gözlemleyerek, toplumsal birliğin ancak ortak tarih, dil ve kültürle sağlanabileceğine inanmıştır. Dinle bağını tamamen koparmadan, İslam’ın sosyal hayattaki önemini korumuş ve laik devlet yapısını savunmuştur. Cumhuriyet döneminde ise Batıcılık ve liberal demokrasi ekseninde düşüncelerini şekillendirerek, Türkiye’nin modernleşme sürecinde Batı medeniyetinin hukuk, eğitim ve sosyal yapılarını benimsemenin önemini vurgulamıştır. Ayrıca özgürlük, birey hakları ve demokratik çoğulculuğun gerekliliğini savunmuş, çok partili rejimin zorunluluğuna dikkat çekmiştir.

Sonuç

Ahmet Ağaoğlu, Osmanlı’dan Cumhuriyet’e uzanan dönemde Türkiye ve Azerbaycan’ın düşünsel ve siyasal dönüşümünde etkili olmuş aydın bir şahsiyettir. İslamcılıktan Türkçülüğe, oradan Batıcılığa uzanan entelektüel yolculuğu, modern Türkiye’nin kurucu fikirleri arasında önemli bir yer tutmuştur. Cumhuriyet döneminde Ağaoğlu’nun bilgi ve birikimi yeni devletin kuruluşunda kullanılmış, 1924 Anayasası’nın hazırlanmasında etkili olmuş, Mustafa Kemal’e de devrimler konusunda danışmanlık yapmıştır. Hem düşünce hayatında hem siyaset sahnesinde reformcu ve eleştirel bir ses olarak, Türk milliyetçiliğinin şekillenmesinde ve Türkiye’nin modernleşmesinde belirleyici olmuştur.

Bu Yazıyı Paylaş
Yorum yapılmamış

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir