Mehmed Fuad Köprülü, 4 Aralık 1890’da İstanbul Sultanahmet’teki Hâlid Ağa Konağı’nda dünyaya gelmiştir. Babası Bükreş sefiri Ahmed Ziyâ Bey’in oğlu ve Tanzimat ricâlinden beylikçi İsmâil Afif Bey’in torunu olan İsmâil Fâiz Bey, Annesi İslimye ulemasından Ârif Hikmet Efendi’nin kızı Hatice Hanım’dır.
İstanbul’da köklü bir ailede dünyaya gelen Köprülü, küçük yaşlardan itibaren Osmanlı kültür ve tarihine ilgi duymuştur. Eğitim hayatına İstanbul’da başlamış, önce Ayasofya Merkez Rüştiyesine giderek buradan pekiyi derece ile bitirmiş, ardından Mercan İdadisi’ne girmiştir. 1907 yılında başladığı İstanbul Dârülfünunu Mekteb-i Hukuk şubesindeki eğitimini üçüncü sınıftayken yarıda bırakmıştır. Eğitimini yarıda bırakmasının sebebi öğretimin yetersiz olması olmuştur. Yabancı dil eğitimine oldukça önem vermiş, Mercan İdadisi’nde eğitim aldığı yıllardan itibaren Fransızca, Arapça ve Farsça öğrenmiştir. Kendisini geliştirmek adına birçok alanda eserler okumuştur. Klasik diller, tarih, halk edebiyatı ve sosyoloji alanlarındaki kendi kendine geliştirdiği bilgi birikimi, çok erken yaşlarda akademik yazılar kaleme almasına imkân sağlamıştır. 1909 yılında Fecr-i Âti topluluğuna katılan Köprülü, şiirin yanı sıra edebiyat, sosyoloji ve tenkit yazıları kaleme almış ve Fransızca’dan tercümeler yapmıştır. Yazılarını kaleme alırken, 1910-1913 yılları arasında Mercan, Kabataş, Galatasaray başta olmak üzere çeşitli İstanbul liselerinde Türkçe ve edebiyat öğretmenlikleri yapmıştır. 20 Aralık 1913’te İstanbul Darülfünun Edebiyat şubesinde Halid Ziya (Uşaklıgil)’dan boşalan Türk Edebiyatı Tarihi müderrisliğine atanmıştır. Öğretmenlik mesleğini icra etmesinin yanı sıra Türk Derneği, Türk Yurdu Cemiyeti, Türk Ocağı ve Türk Bilgi Derneği’nin çalışmaları içerisinde yer almıştır. Bu sürede ziya Gökalp tarafından da destek görmüştür. Köprülü’nün uzun süre çalıştığı ve kendisini uluslararası düzeyde tanıtacak çalışması olan “Türk Edebiyatında İlk Mutasavvıflar” isimli eserini 1919 yılında yayımlamıştır. Bu eserinin ardından 1921 yılında Türk Edebiyatı Tarihi’ni yazmıştır. Bu eserlerinin yanı sıra bilim dünyasına katkı sağlayacak diğer eserlerini de kaleme almaya devam etmiştir. 1924 yılında Maarif Vekâleti Müsteşarlığına atanan Köprülü, bir süre müsteşarlık görevini icra etmiş, bu görevi sırasında Türkiyat Enstitüsü’nü kurmuştur. Müsteşarlık görevinden ayrılmasının ardından Darülfünun’da çeşitli dersler vermeye başladı. 1936’da Dil, Tarih ve Coğrafya Fakültesi Profesörlüğü ‘ne, 1937’de Siyasal Bilgiler Okulu Türkiye Siyasî ve İdarî Tarihi Profesörlüğü ‘ne atanmıştır. Eğitim hayatında oldukça aktif olan Köprülü, uluslararası kongrelere katılmıştır. 1939 yılında Sorbonne Üniversitesi tarafından fahri doktorluk payesi verilmek üzere Paris’e davet edilmiş, yapılan bir törenle fahri doktorluk payesi almıştır. Ayrıca Atina Üniversitesi fahri doktorluk, 1939’da Macar İlimler Akademisi muhabir üyeliği, 1947 yılında da Amerikan Şark Cemiyeti şeref üyeliği almıştır.
1933 yılındaki üniversite reformu esnasında ordinaryüslüğe yükseltilmiş, daha önce görev yaptığı Edebiyat Fakültesi dekanlığına yeniden getirilmiştir. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün tensibiyle 1935 Haziranındaki ara seçimde Kars milletvekili olmuştur. Siyasî yaşamda da görev yapmasının yanı sıra eğitim hayatında da aktif olan Köprülü, dönemin Millî Eğitim Bakanı Hasan Âli Yücel’in daha verimli çalışabilmeleri adına milletvekilliği yapan üniversite hocalarının bu iki görevden birini seçmek zorunda olmaları teklifini yapması üzerine milletvekilliğini tercih etmiştir. II. Dünya savaşı sonrası ülkenin durumu Köprülü’nün siyasî yaşamda daha aktif olmasını sağlamıştır. Tek parti anlayışına karşı demokrasi mücadelesi içine giren Köprülü, 1935’ten itibaren mensubu olduğu Cumhuriyet Halk Partisi milletvekili olarak üç arkadaşıyla birlikte verdiği “dörtlü takrir” ile mücadelenin kapısını aralamıştır. Bu olay üzerine kendisiyle birlikte üç vekil arkadaşı partiden ihraç edilmiştir. Ardından 1946’da siyasî hayatta var olmaya başlayan Demokrat Parti’nin dört kurucusundan biri olmuştur. Buradaki siyasî yaşamını çeşitli gazetelerde kaleme aldığı yazılarıyla devam ettirmiştir. 1950 yılında yapılan seçimlerde Demokrat Parti’nin iktidara gelmesiyle Dışişleri Bakanı olmuştur. Bir süre sonra çeşitli sebeplerle Dışişleri Bakanlığı görevinden istifa etmiş, 5 Temmuz 1957’de bazı arkadaşlarıyla birlikte partisinden de ayrılmıştır. Bu istifanın ardında kısa bir süre Hürriyet Partisi’nde yer almıştır. 27 Mayıs İhtilali’nin ardından 6-7 Eylül olaylarının sebep gösterilmesiyle 1960 yılı sonlarında tutuklanmış ve Yassıada’ya gönderilmiştir. Burada dört ay tutuklu kalmasının ardından beraatla özgürlüğüne kavuşmuştur. 1961 yılında aynı davada yol yürüyen arkadaşlarıyla birlikte Yeni Demokrat Parti’yi kurmuştur. Karşılaştığı müdahaleler sonucunda kendisini siyasî hayattan geri çekmiş ve ilim hayatına yoğunlaşmıştır.
15 Ekim 1965 yılında Ankara’da bir trafik kazası geçirmiş, kaza sonrası sağlık açısından yaşadığı bazı olumsuz durumlar neticesinde İstanbul Baltalimanı Hastanesi’ne nakledilmiştir. 28 Haziran 1966 tarihinde İstanbul’da vefat etmiştir. Köprülü, Türk düşünce tarihinde çok yönlü bir bilim adamı olarak Türkiye’de modern akademik geleneği kuran, Türk kültürünü bilimsel yöntemlerle inceleyen, tarih yazımında uluslararası ölçütleri yerleştiren ve edebiyat araştırmalarına sosyolojik bakış açısı kazandıran örnek bir düşünür olmuştur. Osmanlı’nın son yıllarından Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuna ve çok partili hayata geçiş sürecine kadar ülkenin siyasî ve kültürel dönüşümlerine tanıklık etmiş hem akademide hem de siyasette etkili bir rol oynamıştır.
Başlıca eserleri Türk Tarihinin Ana Hatları, Edebiyat Araştırmaları, Ali Şir Nevai, Bizans Müesseselerinin Osmanlı Müesseselerine Tesiri (ölümünden sonra), Demokrasi Yolunda, Les Origines de L’Empire Ottoman, (Osmanlı İmparatorluğu’nun Kuruluşu, Fuzuli Hayatı ve Eserleri, Türk Tarih-i Dinisi, Malumat-ı Edebiyye, Türk Dilinin Sarf ve Nahvi, Mektep Şiirleri, Yeni Osmanlı Tarih-i Edebiyatı, Türk Edebiyatında İlk Mutasavvıflar, Türk Edebiyatı Tarihi, Türkiye Tarihi, Millî Edebiyat Cereyanının İlk Mübeşşirleri ve Divan-ı Türk-i Basit, Türk Saz Şairleri Antolojisi, Türk Dili ve Edebiyatı Hakkında Araştırmalar, Anadolu’da Türk Dili ve Edebiyatı’nın Tekamülüne Bir Bakış, Edebiyat Araştırmaları Külliyatı, İslam ve Türk Hukuk Tarihi Araştırmaları ve Vakıf Müessesesi (ölümünden sonra), Divan Edebiyatı Antolojisi’dir.

