ABD
Trump’tan Kanada, Meksika ve Çin’e gümrük vergisi: Etkileri ne olabilir?
02.02.2025

Beyaz Saray, ABD Başkanı Donald Trump’ın Meksika ve Kanada’ya yüzde 25, Çin’e yüzde 10 gümrük vergisi uygulamasını Cumartesi günü başlatacağını açıkladı.
Trump ise Cuma günü yaptığı açıklamada Kanada petrolüne yüzde 10’luk daha düşük bir gümrük vergisi uygulanacağını ve bunun 18 Şubat’ta yürürlüğe girebileceğini söyledi.
Başkan ayrıca Avrupa Birliği’nin ABD’ye iyi davranmadığını, gelecekte AB’ye de gümrük vergisi uygulamayı planladığını söyledi.
Beyaz Saray basın sözcüsü Karoline Leavitt, Kanada ve Meksika’ya getirilen vergilerin “on milyonlarca Amerikalının ölümüne neden olan yasa dışı fentanil maddesini tedarik etmeleri ve ülkemize sokmalarına izin vermelerine” bir yanıt olduğunu söyledi.
Trump ayrıca bu hamlenin ABD sınırlarından geçen çok sayıda belgesiz göçmenlere ve komşularıyla olan ticaret açıklarına yönelik olduğunu birçok kez yineledi.
Trump’ın basın sözcüsü Leavitt, Cuma günü Beyaz Saray’da düzenlenen basın toplantısında, bunların “Başkan tarafından verilen ve tutulan sözler” olduğunu kaydetti.
Seçim kampanyası sırasında Trump, Çin mallarına yüzde 60’a varan gümrük vergileri uygulamakla tehdit etmiş, ancak Beyaz Saray’daki ilk gününde hemen harekete geçmeyerek yönetimine konuyu inceleme talimatı vermişti.
ABD’nin Çin’den yaptığı mal ithalatı 2018’den bu yana yatay bir seyir izliyor. Ekonomistler bu durumu kısmen Trump’ın ilk döneminde artırdığı gümrük vergilerine bağlıyor.
Bu ayın başlarında üst düzey bir Çinli yetkili, ABD’den ismen bahsetmeksizin, Trump’ın başkanlığa dönüşüyle dünyanın en büyük iki ekonomisi arasındaki ticaret savaşı tehdidinin yeniden gündeme geldiğini belirtmiş ve korumacılığa karşı uyarıda bulunmuştu.
İsviçre’nin Davos kentinde düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu’nda konuşan Çin Başbakan Yardımcısı Ding Xuexiang, ülkesinin ticaret gerilimlerine “kazan-kazan” çözümü aradığını ve ithalatını genişletmek istediğini söyledi.
ABD’nin en büyük ticaret ortakları
Geçen yıl ABD’ye ithal edilen malların yüzde 40’ını oluşturan Çin, Kanada ve Meksika ABD’nin en büyük ticaret ortakları.
Yeni vergilerin büyük bir ticaret savaşını başlatabileceği ve ABD’de fiyatları artırabileceği endişeleri dile getiriliyor.
Kanada Başbakanı Justin Trudeau Cuma günü yaptığı açıklamada “Bu bizim istediğimiz bir şey değil, ama eğer onlar uygularsa biz de harekete geçeceğiz” dedi.
Kanada ve Meksika, ABD’nin gümrük vergilerine kendi önlemleriyle karşılık vereceklerini söylemiş, aynı zamanda Washington’a ABD sınırlarıyla ilgili endişeleri gidermek için harekete geçtiklerine dair güvence vermeye çalışmışlardı.
ABD’nin Kanada ve Meksika’dan ithal ettiği petrole vergi konulması, Trump’ın hayat pahalılığını düşürme vaadini baltalama riski taşıyor.
ABD’nin petrol yaptırımları Rusya ve İran üzerinde nasıl bir baskı kuruyor?

Sibirya’da petrol rafinerisi.
02.02.2025
ABD, Rusya ve İran’a yönelik yaptırımları artırırken, en karlı ihracat ürünleri olan petrolü hedef alıyor.
Washington, iki ülkenin de yasa dışı yollardan petrol taşımak için kullandığı, takip etmesi zor “gölge filolarını” hedef aldı.
Yaptırımlar, Rus ve İran petrolünün en büyük müşterisi Çin’in petrol tedarikini kesintiye uğrattı. Bu hamle, dünyanın geri kalanında da petrol arzında açık oluşturdu ve petrol fiyatlarının sert bir şekilde yükselmesine sebep oldu.
Trump yönetimi, Rus ve İran petrolüne yönelik daha sıkı yaptırımlar uygulayabilir ve bu da petrol fiyatlarının daha da artmasına sebep olabilir.
Rusya ve İran ne kadar petrol ihraç ediyor ve kim satın alıyor?
Rusya petrol ihracatı verilerini gizli tutuyor, ancak bir veri kuruluşu olan Uluslararası Enerji Ajansı’nın (IEA) tahminlerine göre Rusya günlük 7,33 milyon varil petrol ihraç ediyor.
Enerji ve Temiz Hava Araştırmaları Merkezi’ne göre Rusya, Çin’in başlıca petrol tedarikçisi. Rusya aynı zamanda Hindistan’ın petrol ithalatının üçte birini sağlıyor.
Hem İngiltere hem de ABD, Rusya’dan petrol ithalatını Mart 2022’de yasakladı.
Rusya her yıl petrol satışından yaklaşık 190 milyar dolar kazanıyor, bu gelir de Ukrayna savaşını finanse etmesine yardımcı oluyor.
Yedi büyük ekonomiye sahip ülkeden oluşan G7 grubu, Rus petrol ithalatında varil başına 60 dolar tavan fiyatı uyguluyor. G7 ülkelerinin her biri bu kısıtlamayı yetki alanlarındaki nakliyat ve sigorta şirketleri aracılığıyla dayatıyor.
Ancak enerji ve emtia verisi şirketi Argus Media’dan Neil Fleming, “Tavan fiyat etkisiz oldu. Geçen yılın büyük bölümünde Ural ham petrolü gibi Rus petrolü varil başına 60 doların üzerinde, hatta bazen varil başına 75 doların üzerinde ülke dışına satıldı” diyor.
İran da petrol ihracatı verilerini gizli tutsa da, günde yaklaşık 1,7 milyon varil sattığı, bu miktarın 1,2 ila 1,3 milyon varilinin de Çin’e gönderildiği düşünülüyor.
Bazı haberlere göre İran, Hindistan’a da günde 400.000 varil petrol satıyor.
ABD, 2012’den beri İran petrolünün ithalatını ve İran’ın petrol ihracatıyla uğraşan yabancı şirketlerin ABD’de faaliyet göstermesini yasakladı.
ABD İran’ı, nükleer silah ve balistik füze geliştirmek ya da Hamas, Hizbullah ve Husiler gibi silahlı grupları desteklemek için kullanabileceği kaynaklardan mahrum bırakmak istiyor.
Donald Trump bu yaptırımları ABD başkanı olarak görev yaptığı ilk dönemde, 2019 ve 2020 yıllarında sıkılaştırdı.
Ancak İran yine de Çin’e büyük miktarda petrol ihraç edebiliyor. Bunun sebebi kısmen de, petrolün büyük çoğunluğunun “çaydanlık” adı verilen küçük rafineriler tarafından satın alınması.
Fleming”Bu rafinerilerin ABD ile hiçbir işi yok ve yaptırımları delmelerinin tespit edilmesi riski düşük” diyor.
Son dönemde Rus ve İran petrolüne yönelik hangi yaptırımlar getirildi?

Çin’in İran petrol için başlıca varış noktası olan Shandong Limanı, ABD yaptırımlarına tabi olan tankerleri artık kabul etmiyor
Hem Rusya hem de İran’daki petrol ihracatçıları yaptırımlardan kaçınmak için ham petrol yüklerini farklı yöntemlerle taşıyordu. Rusya petrol tankerlerinden “gölge filo”, İran da “karanlık filo” oluşturdu.
“Gölge filo” tankerleri, sahiplerinin kim olduğuna dair bilgilerin gizli tutulabildiği ülkelerde kayıtlı. Bu da yaptırımları deldikleri için Washington’ın tankerlerin sahiplerini cezalandırmasını zorlaştırıyor.
“Karanlık filo” tankerleri de seyirlerini gizli tutmak için denize açıldıklarında alıcılarını kapatıyor.
Biden yönetiminin son günlerinde yani Ocak 2025’te ABD, Rus ve İran petrolü taşıyan filolardaki 183 tankere ve iki Rus şirketine (Gazprom Neft ve Surgutneftegas) yaptırım uyguladı.
ABD, İran’ın İsrail’e yönelik saldırısına yanıt olarak Ekim 2024’te İran petrolü taşıyan tankerlere yaptırım . ABD aynı yılın Aralık ayında da hem Rus hem de İran petrolü taşıyan tankerlere yaptırım getirmişti.
Veri şirketi Kpler’den Homayoun Falakshahi, ABD’nin İran petrolü taşıyan gemilerin yüzde 23’üne, Rus petrolü taşıyan gemilerin de yüzde 9’una yaptırım uyguladığını söylüyor.
Falakashi “Çin’in ithal ettiği Rus ve İran petrolü miktarında yaklaşık yüzde 20-25 arası bir düşüş görüyoruz” diyor.
“Çin açıklarındaki denizlerde de yaklaşık 20 milyon varil petrol taşıyan gemiler bekliyor, ancak yüklerini boşaltamıyorlar. Bunun sebebi İran petrolünün başlıca varış noktası Shandong Limanı’nın yaptırım listesindeki hiçbir tankeri kabul etmemesi.”
Hükümet kaynaklarının verdiği bilgiye göre Hindistan da Rusya’dan gelen, ABD’nin yaptırım uyguladığı petrol sevkiyatlarını almayı bırakacak.
AVRUPA
02.02.2025

Yedi ayın ardından anlaşma: Belçika’da hükümet kuruluyor
De Wever, Belçika’nın Flaman bölgesinden ilk milliyetçi başbakan olmaya hazırlanıyor. Ancak De Wever, Flaman bölgesinin bağımsızlığı yönündeki çağrılarından geri adım atmış durumda.
Beş Belçika partisi yedi aydan uzun süren zorlu müzakerelerin ardından Cuma günü bir koalisyon anlaşmasına vardı ve Flaman muhafazakar Bart De Wever liderliğinde yeni bir hükümet kurulmasının önünü açtı.
Bu anlaşmayla De Wever, Belçika’nın Flaman bölgesinden ilk milliyetçi başbakan olmaya hazırlanıyor. Ancak De Wever, Flaman bölgesinin bağımsızlığı yönündeki çağrılarından geri adım atmış durumda.
De Wever, Julius Caesar’a atıfta bulunarak sosyal medyada, “Alea iacta est! (zarlar atıldı)” mesajını paylaşırken Belçika Kralı Philippe ile tokalaştığı bir fotoğrafını da ekledi.
Kraliyet Sarayı sağ eğilimli bir koalisyon için uzlaşmaya varıldığını doğruladı, ancak anlaşmanın katılımcı partiler tarafından resmen imzalanması gerekiyor.
Uzun süren müzakereler
Fransızca ve Felemenkçe konuşan toplulukların olduğu Belçika, karmaşık siyasi sistemi nedeniyle koalisyon görüşmelerinin sancılı şekilde uzamasıyla ünlü. 2010-2011 yıllarında bu süreç 541 gün sürerek dünya rekoru kırmıştı.
Bu kez hazirandaki seçimlerden bu yana beş parti, net bir çoğunluk sağlanamamasının ardından koalisyon oluşturmak için çabalıyordu. 54 yaşındaki De Wever, partisinin en fazla sandalyeyi kazanmasıyla görüşmelere öncülük etti.
Haziran seçimlerinde sağ ve merkez sağ partilerin öne çıkması, koalisyon görüşmelerinin alışıldığından daha kısa süreceği tahminlerini beraberinde getirmişti. Ancak yaz aylarında bütçe açığını kapatma tartışmaları müzakereleri çıkmaza soktu. Ülkenin bütçe açığı 2023’te gayrisafi yurtiçi hasılanın (GSYH) yüzde 4,4’ü seviyesindeydi.
Anvers belediye başkanı olan De Wever, sosyal yardımlarda kesintiler ve emeklilik reformları için baskı yaptı. Bu öneriler sendikaların tepkisini çekti.
De Wever, eğer Cuma gününe kadar bir anlaşma sağlanamazsa koalisyon kurma arayışından çekileceğini söylemişti. Anlaşma saatler kala yapılan yoğun müzakerelerle sağlandı. Taraflar 800 sayfalık program üzerindeki farklılıkları gidermek için 60 saat süren bir maraton oturum gerçekleştirdi.
Koalisyon ortakları
Yeni hükümette Flaman bölgesinden üç parti yer alıyor: De Wever’in muhafazakâr N-VA’sı, merkezci Hristiyan Demokratlar ve sol eğilimli Vooruit (İleri).
Tüm gözler ülkenin borç yükü altındaki bütçesini ele almak amacıyla sosyal yardımları kesecek bir programa katılmayı kabul edip etmeyeceğini görmek için kuzey Flamanlardan Vooruit sosyalist partisinin üzerindeydi.
Valon bölgesinden ise iki parti bulunuyor: merkezci Les Engagés ve merkez sağ Reformist Hareket. Bu partiler toplamda 150 sandalyeli Belçika parlamentosunda 81 sandalyelik bir çoğunluk sağlıyor.
Ekonomik baskılar
Belçika, GSYH’si yüzde 3’ünün üzerinde bütçe açığı veren yedi Avrupa Birliği ülkesi arasında yer alıyor ve bu durum birlik kurallarına aykırı olduğu için disiplin cezalarıyla karşı karşıya bulunuyor.
De Wever, Haziran seçimlerinden bu yana geçici olarak görevde kalan ve yedi partili koalisyonunu kurmak için 493 gün mücadele eden mevcut başbakan Alexander De Croo’nun yerini alacak.
Fransa, Çad’daki askeri üssünü terk etti: Sahel bölgesinden çekildiler
02.02.2025

Sahel’deki son Fransız askeri üssünün devredilmesi, Paris ve Avrupa’nın bölgedeki çıkarları açısından ‘zemin kaybı’ anlamına geliyor.
Fransa’nın artık Çad’da askeri üssü yok. Paris, 30 Ocak’ta ülkedeki 60 yıllık varlığına son verdi. Daha da önemlisi Sahel bölgesinden de çekilmiş oldu.
Bu devir teslim, Çad Cumhurbaşkanı Mahamat Idriss Deby’nin geçtiğimiz Kasım ayında Fransa’yla savunma iş birliği anlaşmalarını feshetme kararının ardından gerçekleşti.
Başkent N’Djamena’daki Kossei kampında yaklaşık 1000 asker konuşlandırılmıştı.
Bu karar 2022’den bu yana gözlemlenen bir eğilimin parçası. Fransız ordusu, Mali, Burkina Faso, Nijer ‘den çekildi ve bu durum önümüzdeki aylarda Afrika’nın diğer ülkelerinde devam edebilir.
Geçtiğimiz haftalarda Senegal ve Fildişi Sahili de kendi topraklarında bulunan Fransız güçlerinin geri çekilmesine ilişkin niyetlerini bildirmişti.
Bu, Fransa ve Avrupa’nın Batı Afrika’da nüfuz kaybettiği ve ‘zemin kaybı’ yaşadıkları anlamına geliyor.
Euronews muhabiri Jeremiah Fisayo Bambi, “Bölge ülkeleri yeni bağlantılar kurmaya, yeni ittifaklar oluşturmaya ve kendi rotalarını çizmeye çalışıyor,” diyor.
Bu ülkeler, “kendi egemenliklerini garanti altına almayı ve kendi seçimlerini yapabilmeyi” istiyor.
Mali, Burkina Faso ve Nijer’de darbeyle iktidara gelen askeri cuntalar Fransa’dan ‘kopma’ noktasındayken, Çad’da durum daha farklı. N’Djamena’daki yönetim, sadece “egemenlik” vurgusu yapıyor. Senegal ve Fildişi Sahili’nde de Paris’e karşı benzer bir tavır var.
Egmont Enstitüsü Afrika Programı Direktörü Nina Wilen’e göre, söz konusu ülkeler artık Fransız askerlerinin varlığını istemiyor.
“Mali’deki Fransız büyükelçiliği faaliyetlerini sürdürüyor. Yani Fransa ile hala iş birliği var. Bu tüm bağları kopardığımız anlamına gelmiyor,” şeklinde ılımlı bir yorumda bulundu.
Avrupa Birliği’ne etkileri
Fransa’nın Çad’daki askeri üssünü devretmesi, Paris ve Brüksel açısından bölgedeki nüfuz kaybının ‘simgesi’.
Nina Wilen, “Bence pek çok Avrupa Birliği lideri Fransa’nın arkasına saklanıyor. Fransa son 10 yıldır Sahel’de terörizme karşı operasyonlara öncülük etti ve bu da bölgeden kaçınan Avrupa ülkelerinin Afrika’ya asker sevk etmesiyle sonuçlandı,” diyor.
Fransa ve AB’nin şu aşamadaki önceliğinin bölgedeki varlıklarını koruyabilmesi olduğu düşünülüyor. Çünkü ayrılan askerlerle beraber diğer uluslararası aktörlerin önü açılıyor. Tüm gözler Rusya’nın üzerinde. Liderinin ölümünden sonra Africa Corps adını alan Rus paramiliter grubu Wagner’in Afrika’da 5.000 askeri olduğu öngörülüyor.
KKTC

02.02.2025
Kulislerde bir süredir konuşulan kabine değişikliğine ilişkin Ulusal Birlik Partisi Milletvekili Ahmet Savaşan, bu yöndeki soruları yanıtladı. “Dedikodulara kulak asmayın.” diyen Savaşan, bu konunun Başbakan Ünal Üstel’in uhdesinde olduğuna işaret etti.
KIBRIS TV’de Ezgi Çelik’in Satır Arası isimli programına konuk olan UBP Milletvekili Ahmet Savaşan, kulislerde konuşulan kabine değişikliği iddialarına açıklık getirdi.
Başbakan Üstel’in kabine değişikliği yönünde bir konuşması olmadığını ancak Başbakan dışında herkesin konuştuğunu kaydeden Savaşan, yasama çalışmalarına geçen dönem olduğu gibi önümüzdeki dönemde hız verdiklerini söyledi.
UBP Başbakanlığı’ndaki hükümetin birincil önündeki konunun ne kabine değişikliği ne de hükümet ortaklarının çıkardığı sıkıntılar olduğunu kaydeden Savaşan, “Önceliğimiz ülkemizin ihtiyaç duyduğu yasaları geçirmek, en verimli şekilde parlamentonun çalışması, ayrıca yürütmede de ülkemizin ihtiyaç duyduğu icraatları yapma noktasında üzerimize düşeni yapmaktır.” ifadelerini kullandı.
Yeni belirlenen asgari ücrete ilişkin gelen bir soruyu da yanıtlayan Savaşan, yüzde 7.5’lik artışın beklentileri karşılayamadığını söyledi. Ancak hükümetin ilk günden beri ortaya koyduğu hassasiyetin vatandaşların alım gücünü korumaya yönelik olduğunu belirtti.
Büyükelçi Serim: Kıbrıs Türkü’nün haklı davasını sahiplenmeliyiz
02.02.2025

Türkiye’nin Lefkoşa Büyükelçisi Yasin Ekrem Serim, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, 2. Uluslararası Kıbrıs Araştırmaları Sempozyumu kapsamında Haydar Aliyev Uluslararası Kültür Merkezi’nde düzenlenen buluşmada, Türk Dünyası ülkelerinden gelen akademisyenler, siyasetçiler ve gazetecilerle bir araya geldiklerini duyurdu.
Büyükelçi Serim, Kıbrıs meselesinin yalnızca Türkiye’nin değil, tüm Türk Dünyası’nın ortak davası olduğunu vurgulayarak, özellikle Türk Devletleri Teşkilatı başta olmak üzere uluslararası kuruluşlar nezdinde KKTC ile iş birliğinin artırılması gerektiğini belirtti.
Serim, paylaşımında şu mesajı verdi:
“Unutulmamalıdır ki, Türk Dünyası olarak Kıbrıs Türkü’nün haklı davasını ne kadar sahiplenir ve dayanışma gösterirsek, birlik ve beraberliğimiz de o nispette kuvvetlenecektir.”
GKRY
02.02.2025
Güney Kıbrıs’ın da aralarında bulunduğu, AB ülkelerinden savunma sanayisi için kredi talebi
Rum Yönetimi Başkanı Nikos Hristodulidis ve 18 AB üyesi devletin lideri, Avrupa Yatırım Bankası’na savunma sanayisi için fonların artırılması ve borç verilmesi talebinde bulundu. Mektupta, savunma sektörünün finansmanı için Avrupa Yatırım Bankası’nın borç ihracı seçeneğinin dikkate alınması önerildi.

Rum Yönetimi Başkanı Nikos Hristodulidis’in de aralarında bulunduğu 19 AB üyesi devletin liderlerinin, Avrupa Yatırım Bankası başkanı Nadia Calvino’ya savunma sanayi konulu bir mektup gönderdiği haber verildi.
Politis gazetesi “Savunma Sanayi İçin Kredi İstiyorlar” başlıklı haberinde Avrupa Yatırım Bankası başkanına gönderilen mektupla birlikte fonların artırılması aynı zamanda Avrupa Yatırım Bankası tarafından borç verilmesiyle Avrupa Birliği’nin savunma sanayisi için yatırımlar ve politikaların güçlendirilmesinin talep edildiğini yazdı.
Gazete 30 Ocak tarihini taşıyan ve Calvino’nun yanı sıra Avrupa Konseyi Başkanı Antonio Costa ve AB Konseyi başkanlığını yürüten Polonya’nın başbakanı Donad Tusk’a da hitaben yazılan mektupta 19 AB liderinin Avrupa Yatırım Bankasının finansmanı dışında tutulan faaliyetler ve sektörler listesinin yeniden değerlendirilmesini, güvenlik ve savunma sektöründeki finansman hacminin artırılmasını ve savunma sektörünün finansmanı için Avrupa Yatırım Bankası’nın borç ihracı seçeneğinin dikkate alınmasını önerdiğini ekledi.
Güney Kıbrıs’ta ulusal kriz yönetimi merkezi kuruluyor
02.02.2025

Güney Kıbrıs’ta sivil savunma, polis, itfaiye, ambulanslar ve orman dairesi, ulusal bir kriz yönetimi merkezi altında birleşiyor. Bu adımla krizlerin ve acil durumların daha hızlı ve etkili yönetilmesi hedefleniyor.
Güney Kıbrıs’ta bazı birimlerin aynı platforma dahil edilmesiyle bir kriz yönetimi merkezi kurulacağı ifade edildi.
Fileleftheros gazetesi manşetten yer verdiği haberinde sivil savunma, polis, itfaiye, ambulanslar (acil servisler) ve orman dairesinin ulusal bir kriz yönetimi meydana getirilmesiyle aynı platforma konacağını yazdı.
Hedeflenen şeyin krizlerin ve acil durumların daha hızlı ve kurallara uygun şekilde yönetilmesi olduğunu kaydeden gazete, bu çerçevede “112” acil durum numarasının “112 Yeni Nesil” olarak dönüştürüleceğini, sivil savunmanın sivil korumaya evrileceğini ifade etti.
Gazete sivil savunmanın sivil korumaya dönüşmesiyle ilgili olarak Fransız uzmanların dört aydır Güney Kıbrıs’ta bulunduğunu ve çalışmaların devam ettiğini ekledi.
ORTADOĞU
02.02.2025
Sudan’da bir pazara düzenlenen saldırıda 50’den fazla kişi öldü

Bakanı ve hükümet sözcüsü Halid el-Aleisir saldırıyı kınayarak, ölenler arasında çok sayıda kadın ve çocuğun da bulunduğunu belirtti.
Kültür Sağlık yetkilileri Cumartesi günü yaptıkları açıklamada, Sudan’ın Omdurman kentindeki bir açık pazara paramiliter bir grup tarafından düzenlenen saldırıda 54 kişinin öldüğünü ve en az 158 kişinin yaralandığını bildirdi.
Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) tarafından Sabrein Pazarı’na düzenlenen saldırı, Kuzeydoğu Afrika ülkesini harap eden iç savaşta bir dizi ölümcül saldırının sonuncusu oldu.
Nisan 2023’ten bu yana orduyla mücadele eden HDK’den bir yorum gelmedi.
Kültür Bakanı ve hükümet sözcüsü Halid el-Aleisir saldırıyı kınayarak ölenler arasında çok sayıda kadın ve çocuğun da bulunduğunu belirtti. Saldırının geniş çaplı bir yıkıma neden olduğunu da ekledi.
Bakan yaptığı açıklamada, “Bu suç eylemi, bu milislerin kanlı siciline bir yenisini daha ekledi. Uluslararası insancıl hukukun açık bir ihlalini teşkil ediyor,” ifadelerini kullandı.
Sudan Doktorlar Sendikası, bir havan topu mermisinin pazarda Al-Naw Hastanesi’nin yakınlarına isabet ettiğini açıkladı. Cesetlerin çoğunun kadın ve çocuklara ait olduğunu belirten sendika, hastanede başta cerrah ve hemşireler olmak üzere önemli sayıda sağlık ekibi eksikliği olduğunu da sözlerine ekledi.
Suudi Arabistan’a ait Al Arabiya TV’den muhabir Nezar Bogdawi tarafından sosyal medyada yayınlanan bir videoda, hastanenin dışında numaralandırılmış ve yan yana yerleştirilmiş çok sayıda ceset torbası görülüyor. Hastanenin zemininde tedavi edilen yaralılar arasında göğsünden yara almış bir adam, bacağından yaralı bir başka adam ve başından yaralanan bir adam daha görülüyor.
Geçtiğimiz hafta Darfur’un batı bölgesinde kuşatma altındaki El Faşer kentindeki tek işlevsel hastaneye HDK tarafından düzenlenen saldırıda yaklaşık 70 kişi hayatını kaybetmişti.
Çatışmalar 28.000’den fazla insanın ölümüne neden oldu, milyonlarca insanı evlerini terk etmeye zorladı ve ülkenin bazı bölgelerinde kıtlık hüküm sürerken bazı aileler hayatta kalabilmek için çaresizce ot yemek zorunda kalıyor.
Birleşmiş Milletler ve hak gruplarına göre, ülkede etnik temelli cinayetler ve tecavüz gibi ağır zulümler yaşandı.
Uluslararası Ceza Mahkemesi de ülkedeki savaş suçları ve insanlığa karşı işlendiği iddia edilen suçları soruşturduğunu açıkladı. ABD, HDK ve vekillerini Sudan’da soykırım yapmakla suçlarken, örgütün lideri General Mohammed Hamdan Dagalo’ya yaptırım uyguladı.
Çatışmaya başka devletler de müdahil oluyor.
Örneğin, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) dünyanın en büyük altın ithalatçılarından biri ve Sudan’ın HDK kontrolündeki bölgelerinden yılda on milyarlarca dolar değerinde değerli metal ticareti yapıyor.
Son aylarda HDK savaş alanında çok sayıda darbe aldı ve bu da orduya savaşta üstünlük sağladı. Başkent Hartum’da, başkentin kardeş şehri Omdurman’da, doğu ve orta eyaletlerde birçok bölgenin kontrolünü kaybetti.
Ordu ayrıca Gezira eyaletinin başkenti Wad Medani kentinin ve ülkenin en büyük petrol rafinerisinin kontrolünü yeniden ele geçirdi.
Refah sınır kapısı yeniden açılırken yaralı Filistinli çocuklar Mısır’a tahliye edildi
02.02.2025

Çocuklar, yurtdışında tedavi edilmek üzere sınır kapısından düzenli olarak tahliye edilmesi planlanan ilk kişiler oldu.
Yaklaşık 50 hasta ve yaralı Filistinli çocuk tedavi için Cumartesi günü Gazze’nin Refah sınır kapısından Mısır’a nakledildi. Böylece İsrail’in geçen yıl Mayıs ayında sınırı ele geçirmesinden bu yana Refah kapısı ilk kez açılmış oldu.
İsrail, Hamas’ın dördüncü grup esir takasının tamamlanmasının ardından sınır kapısının yeniden açılmasına onay verdi. Gazze Sağlık Bakanlığı’na göre yaralı Filistinli çocuklara yaklaşık 60 aile üyesi eşlik etti.
Çocuk hastalardan Mutasem’in annesi Mai Sammour, oğlunun Gazze’de yapılamayan tedaviyi alabilmesini umduğunu söyledi.
İsrail güçleri Refah sınır kapısını yaklaşık dokuz ay önce güneye yönelik bir saldırı sırasında ele geçirdikten sonra kapatmıştı. Mısırlı yetkililer de protesto amacıyla geçidin kendi tarafını kapatmıştı.
Aralarında Mısır’ın da bulunduğu ateşkes anlaşmasının arabulucuları, geçişin yeniden açılmasını İsrail ve Hamas’ın 15 ay süren ölümcül çatışmaların ardından Ocak ayında üzerinde anlaştıkları ateşkesi güçlendiren önemli bir gelişme olarak görüyor.
İsrail’in, militanların 7 Ekim 2023’te İsrail’in güneyine düzenlediği saldırıya misilleme olarak Hamas’a karşı başlattığı harekât Gazze’nin sağlık sektörünü çökertti ve bölgedeki hastanelerin neredeyse tamamını devre dışı bıraktı.
İsrail’in bombardımanı ve kara saldırıları nedeniyle on binlerce Filistinli yaralanırken, halka yönelik standart sağlık hizmetleri de felç oldu.
Refah, Gazze’nin İsrail’e girmeyi gerektirmeyen tek geçidi ve aynı zamanda insani yardımların bölgeye giriş kapısı olarak kullanılıyor.