Osmanlı Devleti’nin önemli hekimleri arasında yer alan Sabuncuoğlu Şerefeddin, Türkçe yazılan ilk cerrahi eseri kaleme alan kişidir. Doğum tarihi hakkında net bir bilgi olmamakla birlikte kaleme aldığı eserlerinde verdiği bilgilerden hareketle 1386 yılında Amasya’da doğduğu düşünülmektedir. Kendisi dönemin ünlü hekim ailesine mensuptur. Cerrâhiyyetü’l-Hâniyye adlı eserinde tam adının Şerefeddin bin Ali bin el-Hâc İlyâs Sabuncuoğlu olarak kayıt etmiştir. Dedesi Çelebi Sultan Mehmet’in hekimbaşısı olan Sabuncuoğlu Mevlana el-Hac İlyas Çelebi Bey, babası ise Ali Çelebi’dir. Amasya Darüşşifası’nda muhtemelen Burhaneddin Ahmed en-Nahcuvâni’den eğitim aldığı düşünülmüştür. 17 yaşında hekimliğe başlayan Sabuncuoğlu Şerefeddin, uzun yıllar Amasya Darüşşifâsı’nda hekimlik görevini sürdürmüştür. Eserleri arasında önemli bir yere sahip olan Cerrahiyye-i İlhâniyye’yi yazdığında İstanbul’a gitmiş, kitabını Fatih Sultan Mehmed’e sunmuştur. Sabuncuoğlu Şerefeddin yaşadığı dönemde teknik imkanların eksikliği, yüksek tehlike ve hayati riskin olduğu cerrahi alanına ilgi duymuş ve bu alanda araştırmalar yapmıştır. Kendisi sadece hastalılara ve cerrahiye dair eserler kaleme almamış, meslektaşlarına ve talebelere yardımcı olmak için Mücerrebnâme adlı eserini yazmıştır. Özellikle bu eseri yazarken hastaların, talebelerin ve meslektaşlarının dualarını alma amacı taşıdığını da belirtmiştir. Sabuncuoğlu Şerefeddin hakkında ilginç bir bilgi ise tıbbi amaçla yaptığı denemeleri kendi bedeni üzerinde yapmasıdır. Örneğin kendisi önce zehirli bir yılana parmağını ısırtmış, ardından kendi hazırladığı içeceği panzehir olarak içmiş ve zehirlenmediğini görmüştür. Öte yandan tıbbi çalışmalarından, hazırladığı ilaçlardan ve tedavilerinden emin olmak için çok sayıda denemeler yapmıştır. Bu denemelerin çoğunluğu kendi bedeninde bazen de hayvanlar üzerinde olmuştur. Bu gibi çalışmalarla deneysel tıbbın öncüsü olan Sabuncuoğlu Şerefeddin kadın doğum, el ve omuz cerrahisi gibi alanlarda da çalışmalar yapmıştır. Cerrâhiyye-i İlhâniyye adlı eseri çoğu tedavinin farklı yöntemlerle uygulamaları ve cerrahi alet tasvirleri, hastalıkların tedavisine dair minyatürleri ihtiva etmiştir. Ayrıca 57 fasıldan oluşan kitapta dağlama yöntemleri, cerrahi aletler ve kırık/çıkıklara dair yapılacak tedavi yöntemlerine de yer verilmiştir. Kaleme aldığı eserleri ve geliştirdiği tedavi yöntemleriyle Osmanlı Devleti’nin tıbbına ve cerrahisine önemli sayılabilecek yenilikler getirmiş, kendinden sonra gelecek nesillere de bir rehber olmuştur. Arapça yerine Türkçe yazdığı eserlerinde Türkçe tıp terimlerini kullanmaya dikkat etmiştir. Cerrahi alanında öncü kabul edilen eserleriyle sadece Osmanlı Devleti için değil dönemin Türk-İslâm ve İslâm dünyası tıbbında bir öncü ve ilham kaynağı olmuştur.
OSMANLI DEVLETİ’NDE ÖNCÜ BİR CERRAH: SABUNCUOĞLU ŞEREFEDDİN
Bu Yazıyı Paylaş
Yorum yapılmamış