Türk Tarih Kurumu, bizzat Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün direktiflere kurulmuş olan kurumlardandır. Böyle bir kurumun oluşturulmasını özellikle Avrupa Devletleri’nin ders kitaplarında Türklere dair olumsuz ithamlar, “barbar” deyimiyle Türklerin hâkimiyet tesis ettikleri coğrafyalarda istilacı, işgalci bir yapıya sahip oldukları iddialarının yer almasıdır. Mustafa Kemal Atatürk, Türkler hakkında anlatılan hususların bu şekilde olmadığını, tarihin en eski devirlerden itibaren Türk kültürü ve teşkilatlanmasının ne derece olduğunun araştırılmasının yanı sıra Türklerin dünya medeniyetine ne gibi katkılar sunmuş olduklarının tespit edilmesi gerektiğine inanmıştır. Bu gibi sebepler doğrultusunda Mustafa Kemal Atatürk’ün de bizzat katılmış olduğu Türk Ocakları’nın VI. Kurultay’ında Âfet İnan tarafından bir önerge sunulmuştur. Sadri Maksudi Arsal ve Reşid Galip tarafından da desteklenen bu önergede “Türk tarih ve medeniyetini ilmî surette tedkik etmek için hususî ve daimî bir heyetin teşkiline karar verilmesini ve bu heyetin azasını seçmek salahiyetinin Merkez heyetine bırakılmasını teklif ederiz” ifadeleri yer almıştır. Yapılan görüşmeler neticesinde Türk Ocakları Kanunu’na “Merkez Heyeti, Türk tarih ve medeniyetini ilmî surette tedkik ve tetebbu eylemek vazifesiyle mükellef olmak üzere bir Türk Tarih heyeti teşkil eder” ifadeleri 84. madde olarak eklenmiştir. Bu karar doğrultusunda 16 üyeden müteşekkil “Türk Tarihi Tedkik Heyeti” oluşturulmuştur. Heyet, 4 Haziran 1930 tarihinde yaptığı ilk toplantısında Yönetim Kurulu ve diğer üyelerini seçmiştir. Bu toplantı sonucunda Başkan Tevfik Bıyıklıoğlu, Başkanvekilleri Yusuf Akçura ve Samih Rıfat, Genel Sekreter Dr. Reşit Galip iken Âfet İnan, İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Hâmid Zübeyir Koşay, Halil Edhem, Ragıb Hulûsi, Reşid Safvet Atabinen, Zâkir Kadîrî, Sadri Maksudi Arsal, Mesaroş (Ankara Etnografya Müzesi uzmanı), Mükrimin Halil Yinanç, Vâsıf Çınar ve Yusuf Ziya Özer ise üye olmuşlardır. Bu heyet tarafından yayımlanan ilk çalışma ise Türk Tarihinin Ana Hatları olmuştur.
Tarihler 29 Mart 1931’e geldiğinde Türk Ocakları’nın kapatılma kararı sonrası 15 Nisan 1931 tarihinde yeniden Ankara’da teşkilatlanan kurum, Türk Tarihi Tedkik Cemiyeti adını almış ve faaliyetlerine 1930 yılında aldığı kararlarla devam etmiştir. Kurum, 1935 yılında “Türk Tarihi Araştırma Kurumu” adını almış, 3 Ekim 1935 tarihinde bu ad “Türk Tarih Kurumu” olarak değiştirilmiştir. Bu süre içerisinde Kurum 4 ciltlik lise tarih kitaplarını hazırlamıştır. Bu kitaplar MEB yayını olarak basılmıştır. Kurumun tarafından bastırılan ilk kitap ise 1932 tarihli Birinci Türk Tarih Kongresi: Konferanslar, Müzakere Zabıtları adıyla bir bildiri kitabı olmuştur. Lâkin bu bildiri kitabının üzerinde Maarif Vekâleti kaydı yer almıştır. Kurum adının yer aldığı ilk eser ise 1935 tarihli Pîrî Reis Haritası Hakkında İzahname’dir. Eserin üzerinde “Türk Tarihi Araştırma Kurumu Yayınlarından: No: 1” ibaresi yer almıştır. Basılan diğer eserlerin yanı sıra Atatürk tarafından ismi verilen BELLETEN dergisi de yayın hayatına başlamıştır. Yine bu dönemde İsmail Hakkı Uzunçarşılı’nın Anadolu Beylikleri eseri, arkeoloji kazı raporları, Pîrî Reis’in Kitâb-ı Bahriyye’si ve haritası da yayımlanmıştır.
Mustafa Kemal Atatürk kurulduğu ilk yıllardan itibaren Türk Tarih Kurumu hakkında her konuyla yakında ilgilenmiş, kurumun çalışma planına dair kendisi de tespitlerde bulunmuştur. Atatürk düzenlenen vasiyetnâmesiyle İş Bankası’nın hisselerinin bir kısmının gelirlerinin Türk Tarih Kurumu’na aktarmıştır.
25 Mayıs 1940 tarihinde Dahiliye Vekâleti tarafından onaylanan Cemiyetler Kanunu’nun tüzüğünde kurumun Reisicumhur İsmet İnönü himayesi altında olduğu, Maarif vekilinin de kurumun fahrî reisi olduğu ibareleri yer almıştır. Bu karar ile Mustafa Kemal Atatürk’ten sonra gelen tüm cumhurbaşkanları kurumun koruyucu başkanı olarak kabul edilmiştir. 21 Ekim 1940 tarihinde Türk Tarih Kurumu Bakanlar Kurulu Kararnamesi’yle kamu yararına çalışan dernekler arasına alınmıştır. 1931 yılı kuruluş tüzüğü ve 2876 sayılı kanunda Türk Tarih Kurumu’nun kuruluş amacı şu şekilde ifade edilmiştir: “Türk tarihini, Türkiye tarihini ve bunlarla ilgili konuları, Türklerin medeniyete hizmetlerini ilmî yoldan incelemek, araştırmak, tanıtmak, yaymak, bunlara dayanarak Türk tarihini ve Türkiye tarihini yazmak.” Kurum önceleri Türk Ocakları halkevleri binasında hizmet vermiş, 1940 yılında Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi’ne, 1967 yılında ise kendi binasına taşınmıştır. Türk Tarih Kurumu için yapılan bine 1980 yılında da Uluslararası Ağahan mimari ödülünü almıştır. Kurulduğu tarihten itibaren binlerce eser yayımlayan Türk Tarih Kurumu, günümüzde de bu alanda faaliyetlerine devam etmekte, Türk ve Türkiye tarihinin araştırılması noktasında toplantılar, kongreler, sempozyumlar düzenlemesini sağlamaktadır.