İpek Yolu Asya’nın doğusundan içlerine, güneyine, batısına ve Avrasya’ya kadar gelişmiş bir ticaret ağını yüzlerce toplumu ve onlarca devlete sunan kadim ve devasa bir geleneksel ulaşım şekliydi. Elbette ki askeri, ekonomik, sosyal, kültürel, politik pek çok yüzü vardı. Günümüzde Çin kuşak yol projesi adıyla Pekin’den Londra’ya yüksek hızlı tren ağı oluşumuna öncülük etmek suretiyle esasen kadim İpekyolu’nu kendi kontrolündeki bir İpek Demiryolu olarak yeniden ihya etme peşindedir. Tarihi İpekyolu’nun neredeyse bütün önemli noktalarını geniş alan muhtelif Türk toplulukları yüzyıllarca tuttu. Ancak endüstri devrimi, buharlının icadı, coğrafi keşifler, yeni ticaret yollarının keşfi ve teşekkülü yoluyla İpekyolu eski cazibesini zamanla kaybetmiştir.
Yeniden ihya edilme gayretindeki İpekyolu’nu birçok aktör kendi nazarı ve nispetinde adlandırıp, anlamlandırıp, verimlendirme gayretindedir. Esasen burası bizim nezdimizde Türklerin Medeniyet Yolu ve medeniyet macerasının ana yatağıdır. Bu bağlamda hala söz konusu coğrafyanın hemen her yerinde ilmek ilmek dokunmuş Türk toplulukları bulunmakta hatta söz konusu kuşak yol projesinin önemli kısmı bizatihi Türk Dünyası üzerinde yer almaktadır.
Türkiye bu hatta mutlaka kendi perspektif ve planlamasında bakmalı ve bu çerçevede de projeye dâhil olmalı ve kendi planlamaları bağlamında da eklenti ve uzantılarını gerçekleştirmelidir. Bu kapsamda bunun bir alt bölümü veyahut uzantısı anlamında Türkiye-Azerbaycan-İran-Gürcistan ve hatta duruma göre Ermenistan ve Irak’ın dahli ile bir Turkuaz Barış Yolu kurulabilir. Demiryolu olarak planlanacak bu barış yolu, Türkiye ve İran ana ekseninde, anılan diğer ülkelerle birlikte büyük bir alanı, yüksek hızlı tren ağlarıyla donatarak gerçekleştirilebilir.
Turkuaz dünyada Türk rengi olarak bilinmektedir. Bunun nedeni Selçuklu Türk Çağında zirve yapan turkuaz rengi cami, medrese, külliye kubbeleri ve bunlarla bezeli bir coğrafyadır. Esasen söz konusu eserlerle adeta boyanmış olan coğrafyanın adı Küçük Asya’dır. Küçük Asya, sanıldığının aksine Anadolu ya da ön Asya’dan farklı bir içeriktir. Küçük Asya, Anadolu, Güneybatı Kafkasya, Azerbaycan Cumhuriyeti, Suriye’nin Halep ili ve çevresi, Irak’ın Musul ve Kerkük illeriyle çevresi, Ermenistan ve İran’ın kuzeybatısını ihtiva etmektedir. Küçük Asya’nın turkuaz renkli imarı Selçukluların zirve çağının nişanesidir ve bu bölgenin yabancılar tarafından Selçuklu Türk mührüne atfen Türk-Asya olarak adlandırıldığı ve turkuaz kelimesinin Türk Asya’nın Frenk dilindeki telaffuzu olduğu söylenmektedir. Bu haliyle, Türk mimari eserleriyle donatılmış ve adeta mühürlenmiş, kalkınması ve imarı köklü bir şekilde yekpare olarak temellendirilmiş bölgenin bugün yeni bir barış, ticaret, kalkınma ve dayanışma ihyasına sahne olması beklenebilir. Turkuaz Barış Yolu bunun temelini teşkil edebilir.
Bu bağlamda Türkiye’nin iç, doğu ve kuzeydoğu bölgeleri ile İran’ın kuzeybatı, kuzey, orta batı ve iç bölgeleri merkeze alınarak, ilgili analizlerin yapılması suretiyle yüksek hızlı tren ağlarının inşası ve mevcutların adaptasyonu ve entegrasyonu ile birlikte söz konusu çerçevede hızla mesafe kat edilebilir. Bu yolun İpek Demiryolu ya da diğer adıyla Türk Medeniyet Yolu (Kuşak Yol Projesi) ile bütünleşmesi sağlanabilir.
Not: Bu yazıda yer alan görüşler yazara aittir ve TÜRK DEGS’in resmi görüşlerini yansıtmamaktadır.

