Tarihî Bir Oğuz Yurdu: Mangışlak

Turk DEGS
Yazan: Turk DEGS
3 Dk. Okuma
3 Dk. Okuma

Günümüzde Kazakistan sınırları içinde yer alan Mangışlak, Türk tarihi açısından önemli ve bilinen bir bölgedir. Özellikle Oğuzlar ile ön plana çıkan, aslında bir yarımada olan Mangışlak, şu an Kazakistan‘ın güneybatısında, Hazar Denizi’nin doğu kıyısında yer almaktadır. Mangışlak adının Oğuzların hayvan sürülerinin bu yarımadada bulunmasından dolayı “bin kışlak” anlamına gelen Ming-Kışlag’dan geldiği düşünülmektedir. Ayrıca Dîvânü Lugāti’t-Türk’te “dört yaşındaki koyun” için “man yaşlığ koy” denilmesinden dolayı bölgenin adının “koyun barınağı” anlamına gelebileceği de düşünülmektedir.

Kaşgarlı Mahmud tarafından Man Kışlag olarak aktarılan Mangışlak, Oğuzlar ülkesinde bir yer olarak gösterilmektedir. Çöl iklimi görülen yarımadada bitki örtüsü azdır, kışları çok soğuk ve yazları yumuşaktır. Özellikle kuzeyinde kışlar çok uzun ve soğuktur. Bölge aslında küçük ve büyük baş hayvancılığa elverişli bir bölge değildir. 10. yüzyıldan önce boş ve ıssız bir yer olarak tanımlanan Mangışlak, 10. yüzyılda Oğuzlar tarafından yerleşilmeye başlanmıştır. Verimsiz olmasına rağmen güvenli bir bölge olan Mangışlak kısmen de olsa hayvan yetiştirmeye uygun otlakları olan bir bölge olması dolayısıyla Oğuzların bir kısmı buraya yerleşmiştir. İslâm kaynaklarında bazen Hazar’ın kuzey kıyılarına, bazen de doğu kıyılarına bu ismin verildiği de göz önüne alınmalıdır.

Selçuklu Sultanı Alparslan, 1065’te Mangışlak’a bir sefer düzenlemiştir. Bu dönemde Oğuzların Mangışlak’ta bir beylikleri bulunmaktadır. Beyliğin başında Kafşut adında bir beyin bulunduğu bilinmektedir. 11. yüzyılın sonuna doğru Mangışlak beyi melik unvanıyla anılmaktadır. Hârizm Şahı Atsız, 1128 yılından önce Mangışlak’ı topraklarına katmıştır. Bu sırada Mangışlak Selçuklu Hükümdarı Sencer’e bağlı bir bölge konumundadır. Atsız’ın bu seferinden sonra Mangışlak Oğuzları bağımsızlıklarını kaybetmişlerdir. 13. yüzyılın ortalarında Mangışlak’taki Oğuzların henüz Müslüman olmadığı kaydedilmektedir. Mangışlak, 14. yüzyılın ortalarında bu sefer de Altın Orda Hanlığı’na bağlanmıştır. 16. yüzyılın başında ise Hîve Hanlığına bağlı hale gelen bölgede Mangışlak Oğuzları ancak bir asır sonra nispeten bağımsızlıklarını kazanabilmiştir. 17. yüzyılda Kalmuklar Mangışlak’ı yağmalayınca Oğuzlar bölgeyi terk etmeye başlamıştır. Ancak Oğuz boylarından olan Salurların bir kısmı 18. yüzyılın başlarına kadar bölgede kalmıştır. 1819’da Mangışlak Türkmenleri artık Hîve Hanlığı’na bağlı duruma gelmiştir ve 1840 yılına gelindiğinde Mangışlak neredeyse Türkmenler tarafından tamamen boşaltılmıştır. Bu tarihten itibaren Mangışlak’a Kazak boyları yerleşmiştir.

Oğuzlar için Mangışlak, batıya yönelen göçlerde önemli bir durak ve yerleşim alanı olmuştur. Hazar Denizi çevresindeki konumu sayesinde Oğuzların Türkistan’dan batıya ilerleyişinde doğal bir geçiş noktası görevi görmüştür. Bölgenin sert iklimine rağmen mevcut olan otlakları, Oğuzların yaşam tarzına uygun şartlar sunarak onların bu bölgede tutunmasına ve güçlenmesine olanak sağlamıştır. Bu nedenle Mangışlak, Oğuzların tarihî göç hareketlerinde stratejik bir bölgedir. Oğuzlar için kurtarıcı bir bölge olarak tarihlerinde önemli bir yere sahiptir.

Bu Yazıyı Paylaş
Yorum yapılmamış

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir