TÜRK KÜLTÜRÜNDE YÖNLER

Turk DEGS
Yazan: Turk DEGS 4 Dk. Okuma
4 Dk. Okuma

Türk devletlerinde ülke, halk ve teşkilât genellikle doğu-batı, sağ-sol şeklinde ikiye ayrılmaktaydı. Bunlardan doğu yani sağ taraf daima üstün durumdaydı. Batı yani sol taraf doğuya yani sağ tarafa tabi durumdaydı. Devletin idare merkezi olan “ordu” doğuda bulunuyordu. Ordunun tam ortasında Türk kağanının otağı yer almaktaydı. Tahtı da doğuya dönüktü. Gök ve dört yön Türk Devleti’nin mekânını meydana getiriyordu. Devlet yeryüzünde idi, fakat iktidar Tanrı’dan geliyordu. Güneşin doğduğu taraf en kutsal yön sayılmaktaydı. Doğu ve batı yönlerine verilen önemin sonucu olarak buralara tayin edilen idareciler daha çok hanedan üyeleri arasından seçiliyordu.

Türk kültüründe doğu ve batı yönleri, kuzey ve güney yönlerine göre daha ağır basmaktaydı. Doğu ve batı yönlerini tek başına temsil eden büyük devlet memurlarını, Türk devletlerinde her zaman görebilmek mümkündür. Güney ve kuzey yönlerini idare için tek başına tayin edilmiş büyük memurlara rastlamıyoruz. Güneşin doğduğu taraf doğu yönüdür. Türklerde en kutsal olan yön de bu yöndür. Esas Türk kitlelerini batıda olmasına rağmen devletin önemli olan tarafları da doğu bölümleriydi. Büyük kağan doğu tarafında oturuyordu. Eski Türklerde memleket üzerine güneşin doğuşuna saygı gösterme hanın otağına doğudan giriş ile temsil edilmekteydi. Zira eski Türklerin çadırlarında tüm kapılar doğuya bakmaktaydı.

Türklerde renkler ve yönler birbirlerine bağlı anlamlar ifade etmekte idiler. Örneğin; “Kara” kelimesi Türklerde toprak, güç, kuvvet ve bazen de kader, yas anlamlarını taşımakta ve kuzeyi temsil etmektedir. “Ak” ise temizlik, arılık, ululuk, yaşlılık, tecrübe, büyüklük gibi yüceltici sıfatlarını ve batı yönünü temsil eder. Savaşlarda da Hunlardan beri batı yönüne ak (beyaz) atlarla taarruz ederlerdi. Türk kültüründe batı ile ilgili olarak ta inanışlar vardır. Hunlarda doğudan sonra batıya da saygı gösterilirdi. Bunun ay kültü ile ilgili olması muhtemeldir. Kök rengi Türklerde kutlu bir renktir ve kök rengi doğuyu ifade etmek için kullanılmıştır. Bu da Türklerde doğu yönünün de kutlu olduğunun bir göstergesidir. Bununla birlikte kara rengi kuzeyi, kızıl rengi güneyi ve ak rengi de batı yönünü temsil etmektedir.

Türklerde yönelme konusunda esas olan güneş ve güneşin doğduğu taraf idi. Türkler dünyayı yönlerken, önce yüzlerini doğuya döner ve kendi sağ, sol ve ortalarına göre yönlerin adlarını söylerlerdi. Önem sırasına göre en başta doğu gelirdi. Ondan sonra güney, daha sonra batı ve en son da kuzey söylenirdi.

Türklerin kültür tarihinde yönler sadece bu dünya ile sınırlı kalmamış, ahiret inancına kadar uzanmıştır. Hunlardan beri süregelen ölü gömme âdetlerinde bu durum çok berraklaşmaktadır. Kurganlarda cesetlerin yüzleri doğuya bakacak şekilde yerleştirilmiştir.

Oğuz Kağan Destanı’nda da Oğuz Kağan’ın sağ yanında gök ile ilgili adlar taşıyan üç oğlu, yani Bozoklar vardı. Oğuz Kağan öldükten sonra onun yerine tahta çıkan da yine sağ yanındaki oğullarından Gün-Han oldu. Esasen sağ tarafın sembolü bir ak koyun, solunki ise kara koyundu. Sağın renginin beyaz oluşu da bu yöndekilerin soyluluk ve üstünlüklerini gösteriyordu. Güney yani ır, sıcak, yaz ve bolluğu; kuzey yani kuz ise soğuk, kış ve yoksulluğu ifade eder. Yaz kışa tercih edildiğinden güney de kuzeye tercih edilir. Türk kültüründe yönler kozmolojide de kendine yer bulmuştur. Türkler’e göre güney gündüzün, kuzey ise gecenin yönleri idiler. Gece ile gündüzün güneş gibi doğup battığına inanırlardı. Bunun için de tam kuzeye “tün ortası” güneye de “kün ortası” derlerdi. Dünyayı yuvarlak bir tepsi gibi kabul edersek bunun yarısı gece, yarısı da gündüz idi. Tepsi kendi ekseni etrafında döndükçe gece ile gündüz de yer değiştiriyordu. Dağların güneş gören yamaçları güney, görmeyenleri ise kuzeydi.

Bu Yazıyı Paylaş
Bir yorum bırakın

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir