SUDAN İÇ SAVAŞINDA DAİR KISA BAKIŞ (Şafak Yıldırım)

Sosyal Medyada Paylaş!

SUDAN İÇ SAVAŞINA KISA BAKIŞ 

Şafak Yıldırım 

Sudan, son haftalarda iki rakip general arasındaki gerilimlerin sonucunda çalkantılı bir döneme girmiştir. General Abdel-Fattah Burhan, Sudan Silahlı Kuvvetleri'nin komutanı, ve General Mohammed Hamdan Dagalo, daha çok Hemedti olarak bilinen Hızlı Destek Güçleri'nin (HDK) lideri arasındaki gerginlikler, 15 Nisan'da Hartum'da şiddetli çatışmalara dönüşmüştür.

Bu iki general, geçmişte birlikte çalışan müttefiklerdi. 2021 yılında Sudan hükümetini fesheden ve ülkenin kısa süren demokratik geçişini sekteye uğratan bir askeri darbe gerçekleştirmişlerdi. Ancak, uzun süredir süren gerilimler ve Hemedti liderliğindeki HDK'nin dağıtılması ve orduya entegre edilmesi talepleri gibi konular nedeniyle ilişkileri gerilimli hale gelmiştir.

HDK, 2013 yılında resmi olarak kurulan bir paramiliter güç olup, Sudan hükümeti tarafından 2000'lerde Darfur bölgesindeki silahlı isyanı bastırmak için kullanılan Janjaweed milislerinin bir devamıdır. Bu milisler, Darfur'da savaş suçları işlemekle suçlanmış ve Sudan eski Cumhurbaşkanı Ömer El Beşir'e soykırım suçlaması yöneltilmiştir.

Sudan, El Beşir'i devirmenin ardından geçiş sürecine girmiş ve askeri ve sivil liderler arasında güç paylaşımı anlaşması için müzakereler yapılmıştır. Ancak, son olaylar Sudan'ın demokratik dönüşünü tehlikeye atmış ve ülkede siyasi bir kriz ortaya çıkmıştır. Birleşmiş Milletler'in verilerine göre, çatışmalar yüzlerce insanın hayatını kaybetmesine, binlerce kişinin yaralanmasına ve yüz binlerce kişinin yerinden edilmesine neden olmuştur.

Uluslararası toplum, Sudan'daki durumu yakından takip etmekte ve çatışmaların sonucunu belirsizliğe sürüklemektedir. Sudan'ın istikrara kavuşması ve demokratik bir geçişin sağlanması için diplomatik çözümler aranmaktadır. Ancak, taraflar arasındaki gerilimlerin devam etmesi ve müzakerelerin başarısız olması, bu hedeflere ulaşmayı zorlaştırmaktadır. Uluslararası toplumun Sudan'a yönelik baskıları ve arabuluculuk girişimleri, çatışmanın sona erdirilmesi ve ülkede barışın sağlanmasına yönelik girişimleri de hala sonuç kalmış vaziyettedir.

Sudan, içinde bulunduğu çatışma ve krizlerle sadece kendi topraklarını etkilemekle kalmıyor, aynı zamanda bölgedeki diğer ülkeler üzerinde de potansiyel bir etki yaratma riski taşıyor.

 

Nil Nehri'nin kaynağı olan Sudan, Mısır ve Etiyopya arasında su kaynakları üzerinde anlaşmazlık yaşanmaktadır. Mısır, Nil Nehri'nin suyunu kendi nüfusunun ihtiyaçlarını karşılamak için kullanmaktadır. Etiyopya ise devasa bir baraj inşa ederek bu su kaynağını kullanmaya başlamıştır. Bu durum, Mısır'ın Sudan ordusuyla yakın ilişkiler geliştirmesine ve Etiyopya ile gerilim yaşamasına yol açmıştır.

Sudan'ın diğer komşu ülkeleri olan Libya, Çad, Orta Afrika Cumhuriyeti, Eritre ve Güney Sudan da kendi iç çatışmalarıyla mücadele etmektedir. Bu ülkelerdeki istikrarsızlık ve geçirgen sınırlar, çeşitli isyancı grupların faaliyet göstermesine olanak tanımaktadır. Bu durum, Sudan'daki çatışmanın yayılma potansiyelini artırmaktadır.

Bunun yanı sıra, Sudan'daki durumdan etkilenen diğer dış güçler de bulunmaktadır. Körfez Arap ülkeleri, son yıllarda Afrika Boynuzu'na ilgi göstermektedir. Birleşik Arap Emirlikleri, Hızlı Destek Güçleri'nden destek alarak Yemen'deki mücadelesinde etkin bir şekilde yer almaktadır. Rusya ise Port Sudan'da bir deniz üssü inşa etme planlarıyla Sudan'da varlığını güçlendirmektedir. Ayrıca, Rus özel güvenlik şirketi Wagner Grubu da Sudan'da faaliyet göstermektedir.

Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa Birliği ise Wagner bağlantılı iki altın madenciliği firmasına yaptırımlar uygulayarak Sudan'da kaçakçılıkla mücadele etmektedir.

Sudan'daki çatışmanın sadece ülke içindeki sorunlarla sınırlı kalmayacağı ve bölgesel bir boyut kazanabileceği açıktır. Bu nedenle, uluslararası toplumun Sudan'daki durumu yakından takip etmesi ve çözüm bulma çabalarını sürdürmesi büyük önem taşımaktadır.