TATAR’IN KABUL ETTİĞİ LEFKOŞA’DA SOSYAL YEMEK DEĞİL, NEWYORK’TA BM GÖZETİMİNDE, KIBRIS KONUSUNUN GÖRÜŞÜLECEĞİ 3’LÜ GÖRÜŞMEDİR
YÜZLERCE KEZ TEKRARLANAN ŞARTLARIMIZ PASPAS YAPILIP ÇİĞNENDİ
SABAHATTİN İSMAİL
2017’de Crans Montana sürecinin çökmesinden sonra, yeni ve doğru bir politika belirledik.
Bu çerçevede “artık sadece İKİ DEVLETLİ ÇÖZÜMÜ GÖRÜŞECEĞİZ ” dedik.
26-27 Nisan 2021’de Cenevre’de yapılan 5+1 konferansında bu politikamızı daha da geliştirerek 6 maddelik bir paket şeklinde BM Genel Sekreteri ile Rum yönetimine verdik.
Bu çerçevede ” BUNDAN BÖYLE EGEMEN EŞİTLİĞİMİZ VE EŞİT ULUSLARARASI STATÜMÜZ BM GÜVENLİK KONSEYİ TARAFINDAN TEYİT EDİLMEDEN HİÇBİR GÖRÜŞMEYE OTURMAYACAĞIMIZ” tüm Dünyaya ilan edildi.
TBMM ve MGK bu tutumu onaylayan kararlar alarak MİLLİ POLİTİKA haline getirdi
CB Erdoğan 2022, 2023, 2024 Eylül aylarında BM Genel Kurullarında yaptığı konuşmalarda bu milli politikayı daha ileri götürerek tüm Dünyaya “KKTC’Yİ TANIYIN” çağrısı yaptı.
KKTC’ye yaptığı ziyaretlerde ise ” KKTC TANINMADAN GÖRÜŞMELER BAŞLAYAMAZ” dedi.
CB Tatar da 2021’den bugüne yaptığı yüzlerce açıklamada bu milli politikayı tekrarlayarak “KKTC TANINMADAN, EGEMEN EŞİTLİĞİMİZ VE EŞİT ULUSLARARASI STATÜMÜZ TEYİT EDİLMEDEN GÖRÜŞMELERİN BAŞLAMAYACAĞINI VE BU ÇERÇEVEDE HİÇBİR SOSYAL GÖRÜŞMENİN DE OLMAYACAĞINI” tekrarladı.
JENKA GÖZETİMİNDE 3’LÜ YEMEK REDDEDİLDİ
Nitekim 28-29 Ağustos 2023’de adayı ziyaret BM Genel Sekreter Yardımcısı Miroslav Jenka’nın yaptığı gayrı resmi 3’lü yemek önerisi CB Tatar tarafından anında reddedildi.
Cumhurbaşkanlığından yapılan açıklamada şöyle denmişti:
“….Rum Tarafında mevcut hegemonyacı zihniyet değişmediği sürece müzakerelerden bir sonuç alınamaz. Bu hegemonyacı zihniyetinin değiştiğini kanıtlamak için Rum tarafının Kıbrıs Türk tarafının özden gelen eşit haklarını ve statüsünü bütün gerekleri ile kabul ve teyit etmesi gerekir. Yeni bir süreçte tarafların özden gelen eşitliğine dayalı başarılı bir sonuç elde edebilmek için Kıbrıs Türk tarafı bu kez Rum tarafında zihniyet değişikliğini görmek istemektedir. Bu maksatla Nisan 2021’de Cenevre’de gerçekleştirilen 5+BM gayriresmî Kıbrıs toplantısında Kıbrıs Türk tarafı, eşitliğinin gerekleri olan egemen eşitliğinin ve eşit uluslararası statüsünün teyidi üzerine Rum tarafıyla yeni bir iş birliği ilişkisi kurabilmek için resmi müzakerelere başlanabileceğini belirtmiştir. Ne yazık ki geçtiğimiz süre içinde özden gelen eşit haklarımıza saygı değil Rum tarafının hegemonyacı zihniyetinde katılaşma görülmektedir. Kıbrıs Rum Tarafının hegemonyacı zihniyetinin daha da katılaştığı bu koşullarda, BM Genel Sekreter Yardımcısı Miroslav Jenca’nın 28-29 Ağustos 2023 tarihlerinde adaya yapacağı ziyaret vesilesiyle iki Lideri bir öğle veya akşam yemeğinde bir araya getirme teklifini ART NİYETLİ bulmakta, bu şartlarda Rum liderle bir araya gelmeyi gerektirecek hiçbir neden görmemektedir. Geçmişte de görüldüğü gibi, Rum Tarafının bu daveti mevcut statükoyu devam ettirmek amacıyla üçüncü taraflara şirin görünmek, ‘daha ne yapayım Sayın Tatar’ı davet ediyorum ama gelmiyor’ diyebilmek için yaptığını değerlendirmekteyiz.”
AĞUSTOS 2024’DE DE REDDETTİK
Rum yönetimi lideri Hristodulidis, Ağustos 2024’de yaptığı açıklamada, yakında 3’lü görüşme olacağını açıklamıştı.
Bu iddiayı anında reddeden CB Tatar ise şöyle konuşmuştu:
” Ortak zeminin olmadığı gerçeği ortadayken 3’lü ya da başka bir formatta görüşmeye de gerek yoktur. Rum Lider Hristodulidis oldu-bittiler yaratma peşindedir. Üçlü bir görüşme için BM Genel Sekreteri Gutteres’in yaptığı bir davet yok. Zaten mevcut koşullarda ÜÇLÜ GÖRÜŞMEYE ONAY VERMEYİZ. BÖYLE BİR GÖRÜŞME İÇİN ZEMİN YOKTUR. Müzakerelerin hangi koşullarda başlayabileceği konusundaki tavrımız açıktır. EGEMEN EŞİTLİĞİMİZ VE EŞİT ULUSLARARASI STATÜMÜZ TESCİL EDİLMEDEN MÜZAKERELER BAŞLAYAMAZ. Rumlar yine oyun peşinde. Rumların niyetleri algı yaratmak ve Türk tarafını baskı altına almaya çalışmak. Biz bu oyunlara gelmeyiz. Hristodulidis boş hayaller peşinde koşmaktan vazgeçsin ve adadaki gerçekleri dikkate alsın.”
HOLGUİN’İN ÖNERİSİNİ DE REDDETMİŞTİ
Aynı kararlı tutum Holguin’e karşı da sergilemişti.
8 Mayıs 2024 tarihinde yer alan basın haberlerinde ise CB Tatar şöyle demişti:
” BM Genel Sekreteri’nin kişisel özel temsilcisi Maria Holguin ile yaptığım görüşmede, Holguin, kendisi ve Rum lider Nikos Hristodulidis’in katılımıyla bir üçlü görüşme teklif etti, ancak bu teklifi reddettim. Taraflar arasında herhangi bir ortak zemin bulunmadığını vurguladım. Kıbrıs Türk tarafının egemen eşitliğinin kabul edilmemesi halinde masaya dönmenin söz konusu olmadığını ifade ettim
14 EKİM’DE NEWYORK’TA 3’LÜ GÖRÜŞME
2021’den bu yana izlenen bu kararlı duruş konusunda daha onlarca örnek verebilirim.
Ne ki, 28 Ekim 2024’de BM Genel Sekreteri Guterres ile yapılan görüşmede, bu MİLLİ POLİTİKA aniden terk edildi ve sanki yukarıda aktardığım açıklamaları yapan Tatar’ın kendisi değilmiş gibi, yüzde yüz ters bir tavırla 2021’den beri savunulan şartlarımız terk edildi, üçlü görüşme önerisi kabul edildi.
CB Tatar 29 Eylül’de KIBRIS gazetesine yaptığı açıklamada “GAYRI RESMİ ÜÇLÜ YEMEĞE ONAY VERDİM” dedi
Biz bu yemeğin Lefkoşa’da, Kıbrıs sorununun görüşülmeyeceği bir SOSYAL BULUŞMA olacağını sanırken ve bunun bile gereksiz ve yanlış olduğunu ortaya koyup eleştiri yaparken, Rum basınında yer alan haberler endişelerimizi daha da artırdı.
30 Ekim tarihli Rum gazeteleri “ÜÇLÜ GÖRÜŞMENİN NEWYORK’TA olacağını ve Kıbrıs sorununun bundan sonraki aşamalarının görüşüleceğini” açıkladı.
Yani adına “gayrı resmi yemek” de dense olacak olan, 56 yıldır yapıldığı gibi, BM Genel Sekreteri gözetiminde İKİ CEMAAT LİDERİNİN görüşmesidir.
BM İYİ NİYET MİSYONU KAPSAMI
Esasen, BM Güvenlik Konseyi tarafından İYİ NİYET MİSYONU ( Good offices) görevi verilen BM Genel Sekreteri’nin gözetiminde yapılacak hiçbir görüşme gayrı resmi olmaz.
İYİ NİYET MİSYONUNUN kapsamı, ” İKİ TOPLUMLU, İKİ BÖLGELİ, SİYASİ EŞİTLİĞE DAYALI FEDERASYON’U GERÇEKLEŞTİRMEK İÇİN İKİ CEMAAT LİDERİNE YARDIMCI OLMAK”tır.
Bir başka deyişle BM Genel Sekreteti’nin gözetiminde yapılan bir toplantıda Genel Sekreter, BMGK’nin kendisine verdiği bu manda dışına, istese de çıkamaz…
O nedenledir ki 26-27 Nisan 2021 önerilerimizde biz, ” EGEMEN EŞİTLİĞİMİZİN VE EŞİT ULUSLARARASI STATÜMÜZÜN BM GÜVENLİK KONSEYİ TARAFINDAN TEYİT EDİLMESİNİ” istemiştik.
Bir başka deyişle BMGK’nden, Genel Sekretere verdiği İYİ NİYET MİSYONU ( GOOD OFFİCES) kapsamının değiştirilmesini talep etmiştik.
İşte şimdi şartlarımızı paspas yaparak, New York’ ta BM Genel Sekreteri gözetiminde 3’lü görüşmeyi koşulsuz kabul etmekle, aslında BMGS’nin İYİ NİYET MİSYONU ( GOOD OFFİCES) kapsamını, yani “İKİ TOPLUMLU, İKİ BÖLGELİ, SİYASİ EŞİTLİĞE DAYALI FEDERASYON” çerçevesini fiilen kabul ettiğimiz görüntüsünü veriyoruz.
Esasen aksi olsaydı, 2021’den beri savunulan milli politika olan ” EGEMEN EŞİTLİĞİMİZ VE EŞİT ULUSLARARASI STATÜMÜZ TEYİT EDİLMEDEN GÖRÜŞMEYİZ ” demeye devam ederdik…
Yukarıda tarih vererek somut örneklerini verdiğim şekilde daha önce defalarca 3’lü görüşme önerilerini reddetmişken, şimdi politika değiştirip kabul etmenin başka bir izahı olamaz.
Hiç olmazsa “NEWYORK’TA YEMEĞE VE BM’NİN GÖZETİMİNE GEREK YOK. BEN HRİSTODULİDİS’İ LEFKOŞA’DA KONUTUMDA BİR AKŞAM YEMEĞİNE DAVET EDERİM. SOSYAL BİR BULUŞMA YAPARIZ” deseydi.
Bunu da dememiştir.
VE BM gözetiminde görüşmek için NEWYORK’a gitmeyi kabul etmiştir.
Kim nasıl kılıf ararsa arasın, olacak olan ŞARTLARIMIZIN ÇİĞNENMESİ PAHASINA, RUMUN İSTEFİĞİ GİBİ, BM GÖZETİMİNDE ÜÇLÜ GÖRÜŞMEDİR
NEDENİ NE?
Kanımca milli politikadaki bu ani ve gereksiz değişikliğin iki nedeni vardır:
1- Türkiye Yunanistan ile sürdürdüğü yumuşama politikası çerçevesinde bir esneme yapmak istemiş olabilir. Devamla ekonomik sorunlar nedeniyle AB ve ABD’nin baskı ve telkinlerine açık hale gelmiş olabilir
2- Ersin Tatar 1 yıl sonra yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde soldan da oy alma ve ” görüşmeden kaçan kişi” suçlamasından kurtulma hesabı yapmış olabilir.
Nedeni ne olursa olsun, 2021’den bu yana kararlılıkla savunulan ” EGEMEN EŞİTLİĞİMİZ VE EŞİT ULUSLARARASI STATÜMÜZ TEYİT EDİLMEDEN HİÇBİR GÖRÜŞME OLMAYACAK ” şeklindeki MİLLİ POLİTİKA büyük bir darbe, büyük bir yara almıştır.
TATAR İZAH ETMELİ
Tatar, daha önce defalarca reddettiği 3’lü görüşmeyi şimdi aniden niye kabul ettiğini halka ve mukavemetçilere izah etmek zorundadır.
Daha önceki 3’lü görüşme taleplerini Rum’un ART NİYETLİ, HEGEMONYACI tavırları nedeniyle ve ORTAK ZEMİN OLMADIĞI İÇİN reddettiğini açıklamıştı.
Şimdi ne değişti ki?
Hristodulidis’in ART NİYETİ VE HEGEMONYACI tavrı mı ortadan kalkmıştır?
Tatar, aniden ORTAK ZEMİN olduğunu mu fark etmiştir?
Bunların yanıtı yoktur.
Sadece yakın çevresine konuşmalarında suçu Türkiye’ye atarak “Türkiye öyle istedi, ne yapayım?” demektedir.
Doğru mu, bilmiyoruz.
Ne ki, nedeni ne olursa olsun, Tatar’ın verdiği sözlerin inanılırlığı ve kişi olarak güvenilirliği büyük oranda zedelenmiştir.
Şu veya bu nedenle her an politika değiştirebileceği yönündeki iddialar haklılık kazanmıştır.
Şahsen ben ve benim gibi düşünen mukavemetçiler bu zigzaglı politikalar nedeniyle ona hep kuşkuyla bakmaya devam edeceğiz.
HİÇ OLMAZSA ŞART KONMAYAYDI
Milli davalarda arkasında durmayacağınız şartlar ve sonuna kadar savunmayacağınız hedefler koymamak önemlidir.
O nedenle, yarı yolda vaz geçilecekseydi, en başta “EGEMEN EŞİTLİĞİMİZ VE EŞİT ULUSLARARASI STATÜMÜZ TEYİT EDİLMEDEN GÖRÜŞME OLMAYACAK ” şartını koymak yerine ” HER TÜRLÜ GÖRÜŞMEYE VARIZ AMA FEDERASYON KONUŞMAYACAĞIZ” denmeliydi.
O zaman, TBMM ve MGK’nın da onayladığı milli politikanın çiğnenmesi söz konusu olmazdı. Bu eleştirileri de yapmazdık…
İYİ NİYET MİSYONU REDDEDİLMELİ
Bütün bunların bir diğer nedeni de hala ” İKİ TOPLUMLU, İKİ BÖLGELİ FEDERASYON” öngören BM İYİ NİYET MİSYONU ( GOOD OFFİCES) içinde kalmaya devam etmemizdir.
Bu misyonu 2021’de iki devletli çözüm önerilerimizi yaptığımız zaman reddetmeliydik.
Bu konuyu geçmişte çok yazdım.
Hem iki devletli çözümü savunmak, egemen eşitliğimizin ve eşit uluslararası statümüzün teyidini talep etmek, hem de BMGK’nin BM GENEL SEKRETERİ’ne çizdiği İYİ NİYET MİSYONU içinde kalmak, bunun değiştirilmesini resmen talep etmemek çelişkidir.
Devamla, BM isteğiyle Cumhurbaşkanlığında, Tatar’a bağlı, RUM EŞ BAŞKANI DA OLAN İKİ TOPLUMLU 12 KOMİTE BULUNDURMAK tutarsızlıktır.
İKİ DEVLETLİ ÇÖZÜM politikasında inandırıcı olmazsınız, ciddiye alınmazsınız.
Aksi halde, BM GENEL SEKRETERİ’NİN mevcut mandası ile katılacağı hiçbir görüşmede İKİ TOPLUMLU, İKİ BÖLGELİ FEDERASYON dışında birşey görüşülemez.
Bu durumu bizzat Genel Sekreter defalarca açıklamış ve “BMGK’nin bana verdiği yetki sadece iki bölgeli, iki toplumlu federasyon hedefi için taraflara yardımcı olmaktır” demiştir.
BMGK’nin bu kararı orada durdukça Rum yönetimi de başka bir öneriyi asla görüşmeyecektir
Zaten, bu nedenledir ki, o karar değişmeden, bir başka deyişle egemen eşitliğimiz ve eşit uluslararası statümüz BMGK tarafından teyit edilmeden Rumla hiçbir görüşmeye oturmama yönünde karar almıştık.
Şimdi ise NEWYORK’TA BM gözetiminde 3’lü görüşmeyi kabul etmekle bu doğru politikayı çiğnedik ve yeniden yanlış yola girdik.
Artık bu yanlış yoldan bizi çıkarmayacaklar.
Niye geri adım attıysak, aynı nedenle yeni bir Annan Planı’na kadar sürükleneceğiz
Bugünden uyarayım